Günah tekrarla işlendiğinde tevbenin makbuliyetine engel olur mu?

Daha önceden tevbe edilen bir günahın tekrar işlenmesi, tevbenin kabul edilmesine mani olur mu?

Tevbe edilen bir günahın tekrar işlenmesi yapılan tevbelerin kabulüne mani değildir

Bir kul günah işledi ve:
“Ya Rabbi günahımı affet!” dedi.
Hak Teâlâ da:
“Kulum bir günah işledi; arkadan bildi ki günahları affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır.”
Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve:
“Ey Rabbim günahımı affet!” der.
Allah Teâlâ Hazretleri de:
“Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır.”
Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve:
”Ey Rabbim beni affeyle!” der. Allah Teâlâ da:
“Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle muaheze eden bir Rabbi olduğunu bildi. Dilediğini yap, ben seni affettim!” buyurdu.”
(Buhari, Müslim)

Allah’ın (cc) rahmetinden ümit kesmemek gerekir

Allah rahmetinin kapılarını ardına kadar açmıştır. Yeter ki tevbe etsinler. Günahkârlar ne kadar günahlara batmış da olsalar yeter ki O'nun rahmetine ve bağışlamasına içtenlikle yönelsinler. (Mektubat-ı Rabbani)
Allah'ın (cc) insana merhametinin bir eseri olarak ona tevbenin kapısını her an açık tutmuştur. İnsan, unutup tekrar hatırladığında, ayağı kayıp tekrar ayağa kalktığında, sapıp tekrar tevbe ettiğinde... Kapının kendisi için açık olduğunu görecektir. Allah onun tevbesini kabul eder. Sürçmesini ona bağışlar. Bundan sonra Allah'ın yoluna girdiğinde Allah kötülüklerini iyiliklere dönüştürür. Sevaplarını dilediği kadar artırır. (Fizlal’il Kur’an)

Allah (cc) tevbeleri kabul edeceğine dair söz vermiştir

Hasan Basrî’den (ra) şöyle rivayet ediliyor:
“Adem (asm) tevbe ettiği zaman melekler onu, tevbesinin kabulünden ötürü tebrik ettiler. Cebrail ve Mikail (asm) onun yanına inip şöyle dediler:
Ey Âdem Allah’ın senin tevbeni kabul etmesinden ötürü gözün aydın olsun!’ Hz. Adem (asm) Cebrail’e (asm):
“Eğer bu tevbemden sonra yine sorgu sual var ise, benim makamım neresi olur? Dedi Bunun üzerine Allah Teala vahiy göndererek şöyle buyurdu:
‘Ey Adem! Sen zürriyetine yorgunluk ve çok çalışmayı miras olarak bıraktın. Ben onlara tevbe kapısını açtım. Bu hakkımdan onlardan kim beni çağırırsa, sana cevap verdiğim gibi, ona da cevap vereceğim. Benden kim mağfiret isterse, ona mağfiret edeceğim. Çünkü ben yakınım. Çağırana cevap veririm. Ey Adem! Tevbe edenleri kabirlerinden, sevinçli bir durumda haşrederim. Onların duaları kabul edilmiştir."
(İhya’u Ulum’id-Din)
Hz. Mevlana’nın meşhur dörtlüğü de bu hakikati çok güzel ifade eder:
Gel, gel, gel ne olursan ol yine gel!
İster kâfir, ister putperest, ister Mecusi ol, gel!
Bizim dergâhımız
Ümitsizlik dergâhı değildir.
Yüz bin kere tevbeni bozmuş olsan da
Yine gel!…