Hangi ameller tevbenin kabulüne mani olur?
Kişi hangi amelleriyle tevbesinin kabulüne mani olur? Hangi vakitte edilen tevbe kabul edilmez?
“(Habibim ya Muhammed!) Onlar için ister mağfiret dile, ister onlar için mağfiret dileme (hiç fark etmez)! Eğer onlar için yetmiş defa da istiğfar etsen, Allah onları asla bağışlamayacaktır! Bu, şüphesiz ki onların, Allah’ı ve Resulünü inkâr etmeleri sebebiyledir. Allah ise, (inkârlarındaki ısrarları yüzünden) fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.” (Tevbe, 80)
“Şüphesiz ki iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkâr da ileri gidenlerin (son nefesteki) tevbeleri bu yüzden asla kabul edilmeyecektir! İşte onlar ise, dalalete düşenlerin ta kendileridir.” (Ali İmran, 90)
“...İmandan sonra fasıklık ismi(günahla anılmak), ne kötüdür! Artık kim (bu kötü amelinden vazgeçerek ) tevbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir!” (Hucurat, 11)
“Allah (cc) peygamberi, münafıkların mağfiret dilenmeye ehil olmadıklarını, onlar için isterse yetmiş defa mağfiret dilese bile Allah'ın (cc) onları bağışlamayacağını haber vermektedir. Buradaki yetmiş sayısının, onlar için mağfiret dilemeyi kesmek için zikredildiği de söylenmiştir. Zira Arapların sözünde yetmiş sayısı mübâlağa için zikredilir.” (İbn-i Kesir Tefsiri)
Yüce Allah (cc) bir dönem zulüm işlemiş olsalar bile, kullarına karşı son derece merhametlidir. Tevbe yolu ile bağışlanma yurduna kavuşsunlar diye, mağfiret kapısını onlara açar. Fakat zulüm işlemede ısrar edenleri, inat edenleri açık kapıdan bağışlanma yurduna sığınmayanları dayanılmaz, şiddetli cezasına çarptırır. (Fizlal’il Kur’an)
“Her sarhoş edici hamrdır. Ve her sarhoş edici haramdır. Kim dünyada hamr içer ve tevbe etmeden, onun tiryakisi olduğu halde ölürse, ahirette şarap içemez.” (Buharî, Müslim)
“Şüphesiz ki mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara (imanlarından vazgeçmeleri için) işkence edip de, sonra (yaptıklarına ) tevbe etmeyenler yok mu, işte onlar için cehennem azabı vardır, hem onlar için (bu dünyada da) yangın azabı vardır (ki o ateş, kendilerini de yakmıştır)!” (Büruc, 10)
Tevbe kapısı af talep edecek kullar için her zaman açık tutulmuştur. Fakat sekerat vaktinde ölüm yaklaştığında edilen tevbeler artık kabul edilmez.
Cenab-ı Hak (cc) şöyle buyuruyor:
• Sadece cahillikle, istemeden bir günah işleyen, sonra da hatalarını fark edince benim bağışlamama sığınan kullarımın tevbesini kabul ederim. Böyle bir tevbe için benim bağışlama kapılarım tamamen açıktır.
• Hayatları boyunca Allah'tan (cc) en ufak bir korku duymayan ve ölüm yaklaştığında tevbe etmeye başlayan kişi için böyle değildir.
Hz. Peygamber (asm) şöyle buyuruyor:
• Ölümün yaklaştığını bildirir bir belirti olmadığı zaman, yapılan tevbeleri Allah'ın kabul ettiğini söylemiştir.
• İmtihan zamanı sona erdiğinde yani artık kişinin eceli geldiğinde günahından dönme şansı yoktur. Eğer bir kişi kâfir olarak ölüyorsa ve gözleriyle öte dünyayı gördüğü anda tevbe ederse, bu tevbe de kabul olunmaz. (İhya’u Ulum’id-Din)