Resulullah’ın konuşma tarzı nasıldı?
Peygamber Efendimiz'in (asm) konuşma adabı nasıldı?
“Hz. Peygamber (asm) tane tane, açık-seçik ve herkesin takip edip anlayabileceği bir tarzda konuşurlardı. O kadar ki, dinleyenler eğer kelimelerini saysa, onları teker teker sayabilirlerdi. Yerine göre de konuşması sırasında geçen cümlelerini üçer defa tekrar ederlerdi.” (Peygamberimiz’in Şemaili)
“Ben, az-öz söz söyleme “cevami’ul kelim” özelliği ile donatılmış olarak gönderildim.” (Buhari)
Ümmü Hani’nin (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Hz. Peygamber (asm) Kâbe’de Kur’an-ı Kerim okur, biz de evlerimizde sedirlerimizin üzerinde uzanıp dinlerdik.” (Ebu Davud)
“Peygamber Efendimiz’in (asm) hitabet ve belagati harikulade olduğu gibi farklı bir ifade gücüne de sahipti.” (Peygamberimiz’in Şemaili)
“Peygamber Efendimiz (asm) sohbet ederken; ashabına (ra) karşı daima mütevazi bir kardeş, şefkatli bir öğretmen ve merhametli bir baba gibi davranmış; bazı görgü kurallarını öğretmeyi arzu ettikleri zaman da, onlara, tatlı bir üslupla hitap etmişlerdir.” (Peygamberimiz’in Şemaili)
“Peygamber Efendimiz (asm) yaşlı kadınlara, küçük çocuklara ve Allah (cc)-Peygamber (asm) aşığı, fakir fukara taifesi ile çaresizlere karşı, söyleyeceklerini bazen şakacı bir tarzda; bazen gönül alıcı, sevindirici, ümit verici ve teşvik edici bir biçimde; yerine göre kinayeli, teşbihli, ufuk açıcı ve düşündürücü bir üslupla söylemişlerdir.” (Peygamberimiz’in Şemaili)
“Resul-i Ekrem Efendimiz (asm), Muaz Bin Cebel (ra) ve Ebu Musa El-Eşari (ra) gibi yöneticilik vazifesi ile vazifelendirdiği sahabelerle ise yarı tavsiye, yarı talimat havasında, onların büyük bir sorumluluk yüklendiklerini kavratıcı ve kesin olarak başarıya ulaşmaları gerektiğini vurgulayıcı tarzda konuşmuştur.” (Peygamberimiz’in Şemaili)
“Resulullah Efendimiz’in (asm) topluluk karşısında yaptıkları hutbe tabir edilen en uzun konuşmaları “veda hutbesi” dir.”
İbn-i Sad’ın (ra) verdiği bilgiye göre:
“Halka hitaben yaptığı konuşmalarda, Hz. Peygamber’in (asm) gözleri kızarır, sesinin tonu yükselir ve heyecanı iyice artar; aynen sabah akşam birliğini kontrol edip onlara çeki düzen veren bir komutan edasını takınırdı. Bu neviden konuşmalarını yaparken, elinde hem dayanmakta, hem de öteye beriye işaret etmekte kullanılan “mıhsara” denen asa, baston, değnek türünden bir çubuk bulundururlardı.” (Peygamberimiz’in Şemaili)
Hz. Hasan’a (ra) bir gün:
“Hz. Peygamber (asm) nasıl konuşurdu?” diye sorulunca şöyle cevap verdi:
“Hz. Peygamber (asm) daima düşünen bir insan olarak görülürdü.”
“Çoğu kez sessiz durur, hiçbir zaman gereksiz yere konuşmazdı.”
“Her cümleyi ayrı ve net olarak söylerdi.”
“Eliyle işaret ederken bütün elini kaldırır, bir şeye hayret ettiğinde avucunun içini çevirir,
konuşma sırasında bezen elini elinin üstüne vurur, konuşma sırasında bazen keyiflenir,
sevindiğinde gözlerini yere çevirirdi.”
“Çok az güler, güleceği zaman tebessüm ederdi, işte bu, O’nun (asm) gülmesi idi.” (Tirmizi)