Bizimle ilişkisini kesen akrabamıza karşı tutumumuz nasıl olmalıdır?
Bize kötülük eden, bizimle ilişkisini kesen akrabamıza karşı nasıl davranmalıyız? Böyle bir akrabamıza karşı da sıla-i rahimle yükümlü müyüz?
“Eğer başkaları iyilik ederse, biz de iyilik ederiz. Başkaları kötülük yaparsa, bizde kötülük yaparız deyip, kötülükte başkalarına uymayınız, dayanıklı ve kararlı olunuz. Başkaları size iyilik yapınca siz de onlara iyilik yapın. Kötülük yaparlarsa, siz kötülük yapmayın.” (Tirmizî)
“Ebu Zer (ra) şöyle demiştir:
“Dostum (Hz. Peygamber) bana, kendisi benden uzaklaşıp arkasını çevirse bile sıla-i rahmi kesmememi tavsiye etti. Ayrıca acıda olsa hakkı söylememi emretti.” (Taberânî, Beyhâkî)
“Ebu Zer (ra) der ki:
“Dostum Allah’ın Rasulü (asm) bana:
“Benden (mevki ve servet) bakımından üstün olan kimseye bakmamamı, daha çok benden aşağı olanlara bakıp halime şükretmemi, fakirleri sevmemi, onlarla yakınlık kurmamı (onları gözetmemi) öğütledi. Yine onlar, yüz çevirseler de akraba ve yakınlarımla ilişkimi sürdürmemi, Allah’a bağlılığım hususunda hiçbir kınayıcıdan çekinmememi, acı da olsa gerçeği söylememi vurguladı.” (Taberani, İbn-i Hıbban)
“Sıla-i rahmin mutlaka karşılık gözeterek yapılmaması gerektiği ve sadece bize iyilik edenlere mukabele etmenin yeterli olmadığı ifade edilmektedir. Sıla bir fazilet olmakla birlikte sadece yapılana karşılık vermekten ibaret değildir. Asıl sıla ilgi ve alaka kesildiği halde münasebeti devam ettirebilmektir. En kâmil manada sıla da budur.” (Cami’ül Usul)
“Karşılık olsun diye yakınlarını ziyaret eden kimse gerçekten görüp gözeten değildir. Asıl ziyaretçi, kendisinden ilişki kesildiği halde ilişkisini kesmeyip sürdüren kimsedir” (Buhari, Ebu Davud, Tirmizî)
“Rahm (akrabalık haklarına riayet), arşa asılmıştır. Ona erişmek, akrabaların ziyaretine karşılık vermekle değil; ancak kendisiyle ilgisini kesen akrabalara sıla-i rahim yapmakla, yani onlarla ilgiyi kesmemekle mümkündür.” (Beyhâkî, Tebarânî)
“Misliyle bilmukabele birr-ü ihsan eden kişi, akrabaya hakiki sıla-i rahmetmiş değildir. Lâkin hakiki sılacı, kendisinden akrabalık sıla ve ihsanı kesildiği halde sıla ve ihsanda bulunan kimsedir.” (Abdullah Bin Amr Bin As)
“Bir adam:
“Ya Resülullah! Ben yakınlarımı ziyaret ediyor, onlarla ilişkimi sürdürüyorum, onlar ise benimle ilgilerini kesiyorlar. Onlara iyilik ediyorum, onlar ise bana kötülük ediyorlar. Onlara yumuşak davranıyorum, onlar cahilce davranıyorlar.”dedi.
Bunun üzerine Resülullah (asm) :
“Eğer dediğin gibiyse, sanki onlara sıcak kül yedirmiş gibi oluyorsun. Böyle yaptığın sürece Allah’ın yardımı seninledir.” (Müslim)
“Faziletlerin en üstünü, seninle ilgisini kesene sıla-i rahim yapman, seni mahrum edene vermen ve sana zulmedeni affetmendir.” (Müslim)
“Sadakanın en değerlisi, içinden kin tutan yakınlara verilen sadakadır.” (Taberânî, Hâkim)
Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:
“Sadakanın en faziletlisi, kişinin, kendisine buğz eden yakın akrabasına verdiği sadakadır.” (Ahmet, Taberânî)
“Dünyada ve ahirette geçerli olan huyların en güzelini haber vereyim mi? Seninle ilişkini kesenle ilişkini sürdürmen, senden yardımını esirgeyene yardım etmen ve sana zulmedeni bağışlamandır.” (Taberânî)
“Güzel huy ve davranışların en değerlisi, seninle ilişkisini koparanla ilişki kurman, senden yardımını esirgeyene yardım etmen ve sana kötülük edeni bağışlamandır.” (Taberani)
“Size Allah’ın kendisiyle üstünlük ve dereceyi arttırdığı şeyleri bildireyim mi?” Ashap:
“Evet, Ya Resulallah” dediler.
“Size cahilce davranana yumuşak davranır, kötülük edeni bağışlar, yardımını esirgeyene yardım eder ve sizinle ilişkisini koparan kimseyle ilişki kurarsınız.” (Bezzar, Tebarânî)
“Üç şey kimde bulunursa, Allah (ahiret gününde) onun hesabını kolaylaştırır ve rahmetiyle onu cennete koyar.” Bunu işitenler:
“Anamız babamız sana feda olsun, onlar nedir ya Resulallah? Diye sorunca Hz. Peygamber (asm):
“Size yardımını esirgeyene yardım etmeniz, sizinle ilişkisini kesen kimseyle ilişki kurmanız ve size zulmedeni bağışlamanızdır. İşte bunları yaparsanız Allah sizi cennete koyar” (Bezzar, Taberânî, Hâkim)