Cinler semadan gelecek ile ilgili haber mi alıyorlar?

Cinler semadan gelecekle ilgili bazı haberler mi alıyor? Cinler oraya ölmeden nasıl gider? Allah (cc) buna neden müsaade ediyor?

Cinler alevli halis öz bir ateşten yaratılıp, akıl ve irade sahibi latif ve görünmez varlıklardır.
Tefsirlerde Hz. Peygamber gelmeden önce cinlerin gök yüzüne tırmanıp bazı olaylar ve insanların kaderleriyle ilgili Allah’ın (cc) yükümlülüğe koyacağı şeylere dair bilgileri kulak hırsızlığı yaparak öğrenip üzerine bir çok yalan katarak kahinlere bildirdikleri söylenmiştir. Hatta bu hâdise Buhari tefsirinde söyle anlatılmıştır:
Hz. Ebû Hureyre (ra) anlatıyor: "Resûlullah (asm) buyurdu ki:
"Allahu Teâla Hazretleri semâda bir işin yapılmasına hükmetti mi, Rabb-i Teâla'nın sözüne ihtiramla, melâike (aleyhimüsselam) korku ile kanatlarını birbirine vururlar. Rabb Teâla'nın işitilen sözü düz bir kaya üzerinde (hareket eden) zincirin sesi gibidir. Meleklerin kalplerinden korku açılınca (Cebrail ve Mikail gibi mukarreb meleklere):
"- Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. Onlar da:
"- Allah Teâlâ hazretleri hakkı söylemiştir. Zaten O, yüce ve uludur" derler.
O'nun sözünü, kulak kabartan (şeytanlar gizlice) işitir. Kulak hırsızı şeytanlar (yerden göğe kadar) birbirlerinin üstünde (zincirleme) dizilmiş ve kulak hırsızlığına hazırlanmış bulunur. - Süfyan (İbnu Uyeyne) eliyle tarif etti: Parmaklarını önce (üst üste) dizdi, sonra açtı- (En üstteki, ilâhî kelamı işitir ve alttakine verir, o da kendi altındakine verir. Böylece gele gele sihirbaz ve kahinlerin diline kadar ulaşır. Bazen kelimeyi aşağıdakine vermeden önce bir şahap, şeytana ulaşır. Bazen şahap kendisine isabet etmezden önce kelimeyi aşağısındakine vermiş olur. (Sihirbaz ve kâhinler kendilerine bu şekilde ulaşan hırsızlama habere) yüz kadar da kendileri ilâve ederek yalanlar düzerler.
Emr-i İlâhî yeryüzünde tahakkuk edince halk kendi arasında: "Bu işin olacağı bize daha önce falan falan günlerde haber verilmemiş miydi?" derler. Böylece, semada (kulak hırsızlığı yoluyla) işitilmiş olan haber böylece tasdik edilir." (Buharî, Tirmizî)
Daha sonra peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) geldikten sonra casus cin ve şeytanlar kahinlere haber getiremez olmuşlardır. Çünkü vahiyler indirilmeye başlanacağından vahye şüphe gelmemesi için kulak hırsızı cinlere set çekilmiştir.
“And olsun ki (biz), gökte burçlar yaptık ve onu, seyreden kimseler için süsledik! Hem onu, her kovulmuş olan şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden olursa, onu da apaçık parlak (yakıcı) bir ateş parçası ta‘kib eder.” (Hicr, 17- 18)
“Çünki onlar (meleklerin sözlerini) işitmekten elbette uzak tutulmuş olanlardır.” (Şuara, 212)
“Şübhesiz ki biz, en yakın göğü (dünya semâsını) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik. Ve (onu) her âsî şeytandan muhâfaza ederek (koruduk). (O şeytanlar, artık) mele-i a‘lâyı (semâdaki melekleri) dinleyemezler ve her taraftan kovularak (alevli yıldızlarla) taşlanırlar ve onlar için devamlı bir azab vardır.” (Sâffat, 6- 9)
Şerli Cinler ruhani varlıklar olduklarından(latif bir varlık olmalarından) hayırlı olan ve semada bulunan ruhanilerin, meleklerin yanına gitmek isterler. Sema ehli onları kabul etmeyerek alevli yıldızlarla def ederler. Cinler latif varlıklar oldukları için ölmeden birinci kat semaya çıkabilirler. Bu def etme hadisesini de yıldız ve gök taşlarıyla olduğu için, insanlar bu olayı yıldız kayması olarak görür.