İslam ülkeleri neden farklı günlerde Ramazan'a başlıyor?

Ramazan orucuna başlama tarihi olarak bazı İslam ülkelerinde ihtilaf bulunmaktadır. Hangi hesaplama dikkate alınmalıdır? Ramazan orucuna başlamak için hilalin görünmesi mi esas alınmalıdır?

Değerli Kardeşimiz;

Hz. Aişe (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm) Şâban ayının günlerini hesapladığı kadar başka bir ayın günlerini hesaplamazdı. Sonra Ramazan hilâlini görünce oruca başlardı. Eğer bulut araya girer (hilâIi göremez) ise (şâbanı) otuz gün olarak hesaplar, sonra Ramazan orucuna başlardı." (Ebu Dâvud)

Hadisten anlaşılıyor ki; Ramazan'ın başlamasına ve son bulmasına işaret eden durum: "Hilalin görülmesi değil, oluşması"dır. Nitekim Peygamber Efendimiz'in (asm) hilali görmese de vakit girdiği için oruca başladığı belirtilmektedir.

Günümüzde "hilal'in hangi vakitlerde oluşacağı" teknolojik imkanlar sayesinde önceden bilinmektedir. Hatta "göz ile görmek" hilal oluştuktan ancak 8-10 saat sonra mümkün olmaktadır.

Şu an Türkiye teknolojik imkanlarla hilalin görüleceği zamanı hesaplamaktadır. Diğer bazı İslam ülkelerinde ise göz ile görmek esas alınmaktadır.

Teknolojik olarak "Hilal'e kavuşma zamanının hesaplanması" daha kesin bir zamanı ifade eder. Fakat "hilali görerek" başlamaya da yanlış denilemez. Fıkıh alimleri iki durumun da caiz olduğunu, kişinin bulunduğu yere göre hareket etmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Efendimiz (asm) döneminde yaşanan şu hadisenin de olaya ışık tutacağı kanaatindeyiz:

Küreyb (ra) anlatıyor: "Ben Şam'da iken ramazan hilali beklenmişti. Hilali bir cum'a günü ben de gördüm. Sonra ayın sonunda Medine'ye geldim. lbnu Abbâs (ra):
"Hilali ne zaman görmüştünüz?'' diye sordu. Ben
"Cum'a günü!'' dedim. İbnu Abbâs tekrar:
"Sen de hilali gördün mü?'' dedi. Ben:
"Evet, hem ben, hem de halk gördü ve herkes oruç tuttu. Hz. Muâviye (ra) de oruç tuttu!'' dedim. İbnu Abbâs (ra):
"Ama biz hilâli cumartesi gecesi gördük. Öyleyse otuza tamamlayıncaya veya hilali görünceye kadar tutmalıyız!'' dedi. Ben:
"Hz. Muâviye'nin görmesiyle ve onun orucuyla iktifa etmiyor musun?'' dedim. Cevaben:
"Hayır! Resulullah (asm) bize böyle emretti'' dedi.''
(Müslim, Sıyâm, Ebu Dâvud, Savm, Tirmizi, Nesâi)
Açıklama:
Görüldüğü üzere, bir iş için Şam’a giden Küreyb, orada Ramazan ayına girmiş ve herkesle birlikte hilali Cuma günü görerek oruca başlamıştır. Medine’ye döndüğü zaman ramazan devam etmektedir ve burada oruca bir gün sonra başlanmıştır.
Şam’da bir gün önce başlanmış olan ramazan meselesinde İbni Abbas, Şam’a uymaya taraftar olmayıp, “hilali görünceye kadar”; görülmemesi haline “ramazanı otuza tamamlayıncaya kadar” oruca devam kararı veriyor. “Şam’a niye uymuyorsun?” diye vaki olan suale: “Resulullah (asm) (bu çeşit durumlarda), kendi rü’yetimize uymamızı) böyle amel etmemizi emretti! (Kütüb-i Sitte)

Diyanet İşleri Yüksek Kurulunun bu mevudaki izahı şu şekildedir:

Kur’an-ı Kerim’de güneş ve ayın bir hesaba göre hareket ettiği (Rahman, 55/5) bunların, diğer fonksiyonlarının yanında aynı zamanda birer hesap ölçüsü kılındığı (En’am, 6/96), yılların sayısını ve hesabı bilmemiz için aya menziller tayin edildiği (Yunus, 10/5), gökler ve yer yaratıldığı zaman on iki ay meydana gelecek şekilde bir nizam konduğu (Tevbe, 9/36), ayın yeryüzünden hilal şeklinde başlayıp kademe kademe farklı şekillerde görülmesinin insanlar ve hac için vakit ölçüleri olduğu (Bakara 2/189) ifade edilmektedir.   Bu ayet-i kerimelerden, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in uygulamalarından ve O’nun Ramazanın başlangıcı ve sonuyla ilgili olarak ifade buyurduğu, “Hilali görünce oruca başlayın; onu tekrar görünce bayram yapın. Hava kapalı olur (da hilal görülmez) ise içinde bulunduğunuz ayı otuza tamamlayın.” (Buhari, Savm 11; Müslim, Sıyam, 17-20) mealindeki hadislerinden, İslam’da ibadet hayatına ve diğer bir takım hükümlere ilişkin vakitlerin belirlenmesinin, herkesin kolayca anlayıp hayata geçirebileceği son derece pratik ve sade bir kurala bağlandığı anlaşılmaktadır.   Dünyanın yuvarlak olması sebebiyle hilalin bir yerde görülürken başka yerde görülmemesi mümkündür. Buna “ihtilaf-ı metali” yani ayın doğuş yer ve vakitlerinin farklılığı denilir.   Oruca başlarken, ihtilaf-ı metalie itibar edilip edilmeyeceği konusunda İslam alimleri farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Hanefi mezhebine göre ayın görülmesinde ihtilaf-ı metali (ayın görüldüğü yerler arasındaki farklılığa) itibar edilmez. Dolayısıyla dünyanın herhangi bir yerinde hilal görüldüğü takdirde, bundan haberdar olan bütün Müslümanların oruca başlaması gerekir (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, II, 393-394).   Şafiiler ise, ihtilaf-ı metali’a itibar edilmesi gerektiğini, dolayısıyla dünyanın herhangi bir yerinde görülen hilalin, oraya uzak yerler için geçerli olmayacağını belirtmişlerdir (Şirbini, Muğni’l-Muhtac, Beyrut 1997, I, 619-620).  

Allah'a emanet olunuz.