Hz. Adem'in (as) hayatının muhtasar izahını yapar mısınız?

Hz. Adem as ın hayatını, yaşadıği her imtihanlarını, yaratılışını vb benimle paylaşir misinız?

Değerli Kardeşimiz;
İlk insan, ilk peygamber, insanlığın babası. Allah'u Teala Hz. Adem'i topraktan (turabtan) yarattı. (Hûd, 11/61; Taha, 20/55; Nuh, 71/18) Yüce Allah yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklerine bildirdiği zaman; ilim, irade ve kudret sıfatlarıyla donatacağı bu varlığın yeryüzüne uyum sağlaması için maddesinin de yeryüzü elementlerinden olmasını dilemiştir:
"O’nun (kudretinin) delillerinden biri de, sizi (atanız Adem’i) bir topraktan yaratmış olmasıdır; sonra siz, (yeryüzünde çoğalıp) yayılan insanlar oluverdiniz." (Rum, 20)
Hz. Adem'e ruh verilmesi
Cenab-ı Allah Hz. Adem'i yaratırken, yukarıda anlatıldığı gibi maddesi olan çamuru, çeşitli mertebelerde değişikliğe uğratarak, canın verilmesi ve ruhun nefhedilmesine müsaid bir hale getirdi. Nihayet şekil ve suretinin tesviyesini ve düzenlemesini tamamlayınca ona can vermiş ve ruhundan üflemiştir: "Rabbin o zaman meleklere demişti ki: 'Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Artık onu düzenleyerek (hilkatını) tamamlayıp ona da rûhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın.' Bunun üzerine İblis' ten başka bütün melekler secde etmişlerdi. O (İblis) büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştu. Allah: 'Ey İblis iki elimle (bizzat kudretimle) yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi oldun?' buyurdu. İblis dedi: 'Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın. " (Sad, 71-76. Ayrıca bk. A'raf, 12; Hicr, 29; Secde, 8-9)
Cenab-ı Allah böylece Hz. Adem'i en mükemmel bir şekilde yarattı. Boyunun uzunluğunun altmış "zira" olduğu bazı kaynaklarda kaydedilir. (Kurtubi, Tefsir, XX, 45) Yaratılışı tamamlandıktan sonra Allahü Teala ona, haydi şu meleklere git, selam ver ve onların selamını nasıl karşıladıklarını dinle! Çünkü bu, hem senin, hem de zürriyyetinin selamlaşma örneğidir. Bunun üzerine Hz. Adem meleklere: "Es-selamü aleyküm" dedi. Onlar da: "Es-selamu aleyke ve rahmetullah" diye karşılık verdiler, Hz. Adem, insanların büyük atası olduğu için, Cennet'e giren her kişi, Hz. Adem'in bu güzel suretinde girecektir. Hz. Adem'in torunları, onun güzelliğinden birer parçasını kaybetmeye devam etti. Nihayet bu eksiliş şimdi (Hz. Muhammed zamanında) sona erdi. (Buhari, Sahih, IV, 102, Halk-ı Adem, 2 Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 76, Hadis no: 1367)
Hz. Adem'e isimlerin öğretilmesi
Allah Hz. Adem'i yarattıktan sonra, dünyaya yerleşip kendilerinden faydalanabilmeleri için ona eşyanın isimlerini ve özelliklerini öğretti. İsimlerin dalalet ettiği varlıkları anlama kabiliyeti verdi. "Hani Rabbin bir vakit meleklere: 'Muhakkak ben, yeryüzünde (emirlerimi tebliğ etmeye ve uygulamaya koyacak) bir halife (bir insan) yaratacağım' demişti. (Melekler de): 'Biz seni hamdinle tesbih ve seni ayıplardan, sana ortak koşmaktan ve eksikliklerden tenzih edip dururken orada (yerde) bozgunculuk edecek, kanlar dökecek kimse(ler) mi yaratacaksın?' demişlerdi. Allah: 'Sizin bilmeyeceğinizi her halde ben bilirim.' demişti. Allah, Adem'e bütün isimleri öğretmişti. Sonra onları (onların dalalet ettikleri alemleri ve eşyayı) meleklere gösterip 'doğrucular iseniz (her şeyin içyüzünü biliyorsanız) bunları isimleriyle beraber bana haber verin' demişti. (Melekler) de: "Seni tenzih ederiz, senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Çünkü her şeyi hakkıyla bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan şüphesiz ki sensin, sen demişlerdi." (Bakara, 30-32)
Cenab-ı Allah: "Yeryüzünde bir halife yaratacağım ve tayin edeceğim." demişti ki; kendi irade ve kudret sıfatımdan ona bazı salahiyetler vereceğim, o bana izafeten, bana niyabeten yarattıklarım üzerinde birtakım tasarruflara sahip olacak, benim namıma ahkamımı yeryüzünde yürürlüğe koyup uygulayacaktır. O, bu hususta asil olmayacak, kendi zatı ve şahsı namına asıl olarak hükümleri icra edemeyecek ancak benim bir naibim, kalfam olacak, iradesiyle benim iradelerimi, emirlerimi, kanunlarımı tatbike memur bulunacak sonra onun arkasından gelenler ve ona halef olarak aynı vazifeyi icra edecek olanlar bulunacaktır. "Verdikleriyle sizi denemek için, yeryüzünün halifeleri kılan ve kiminki kiminizden derecelerle üstün yapan odur..." (En'am, 165) ayetinin sırrı zahir olacaktır. Bu mana, Ashab-ı Kiram ve Tabiin'den uzun uzadıya nakledile gelen tefsirlerin özetidir. (Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri I, 300)
Hz. Adem'in cennet'e yerleştirilmesi ve Hz. Havva’nın yaratılması
Yüce Allah Adem'i yarattıktan sonra zevcesi Havva'yı onun eğe veya başka bir görüşe göre kaburga kemiğinden yarattı. (Kitabü Mecmuatün mine't-Tefasir içinde Hazin, II, 3) İbn Mes'ûd ve İbn Abbas, "Allah Havva'yı, Adem'i Cennet'e yerleştirdikten sonra yaratmıştır." demişlerdir. (en-Nisa, 4/1; Tecrid-i Sarih Tercemesi, XI, 304)
Hz. Adem kırk yaşındayken Firdevs adındaki Cennet'e götürüldü. Cennet'te bulunduğu sırada veya daha önce Mekke dışında uyurken sol kaburga kemiğinden Hz. Havva yaratıldı. Allahü Teala onları birbirine nikah etti. Cennet'te yerleşmelerini ve Cennet'in meyvelerinden dilediklerini yemelerini bildirdi. Fakat, Cennet'te bulunan bir ağaç için, "Bu ağaca yaklaşmayın, bu ağaçtan yemeyin." buyurdu. Hz. Adem ve Havva validemiz, Cennet'te bin yıl kadar yaşayıp, İblisin yalan yeminine inanarak yasak edilen ağacın meyvesinden unutarak önce Hz. Havva, sonra Hz. Adem yedikleri için Cennet'ten çıkarıldılar. Hz. Adem  Hindistan'da Seylan (Serendib) Adasına,  Hz. Havva ise Cidde'ye indirildi. Birbirlerinden iki yüz sene müddetle ayrı kalan Adem (as) ve Hz. Havva bu müddet içinde ağlayıp yalvardıktan sonra tövbe ve duaları kabûl oldu. Hacca gelmeleri emrolundu.

Hz. Adem Arafat ovasında Hz. Havva ile buluştu. Kabe'yi inşa etti. Her sene hac yaptı. Arafat Meydanında veya başka meydanda kıyamete kadar gelecek çocukları belinden zerreler halinde çıkarıldı. "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye soruldu. Hepsi; "Bela=Evet!" dediler. Sonra hepsi zerreler haline gelip beline girdiler. Buna "Ahd-ü-Misak" ve "Kalû Bela" denildi. Adem (as) ve Hz. Havva daha sonra Şam'a geldiler. Burada yirmi defa ikiz evladı oldu. Bir defa da yalnız Hz. Şit (as) oldu. Neslinden kırk bin kişiyi gördü.
Hz. Adem ve eşine yasaklanan bu ağacın ne olduğu kesin olarak bilinmiyor. Bu ağacın buğday veya üzüm veyahut da incir olduğu hakkında rivayetler vardır. Biz bu ağacın ne olduğunu bilemeyiz. Çünkü yüce Allah bu ağacın ismini bize bildirmemiştir. Cenab-ı Hakk Cennet'te Adem'e büyük bir hürriyet vermekle beraber yine de buna bir sınır koymuştur. Bu sınırı aştıkları takdirde, kendilerine zulüm edeceklerdir. Cennet'e bu yasak ağaç, yenilmek için değil, insanın hayatını disipline etmek ve bir sınırlama ve kulluk için konulmuştur. Bununla beraber biz "Dünyayı sevmek, her bir günahın başıdır" hadisinde bu yasak ağacı tayin eden bir delalet buluyoruz. Demek Hz. Adem o zaman dünya sınırlarına yaklaşmamak emri almış ve bundan bir müddet fıtratının gereği olarak yememiştir. (Elmalılı Hamdi Yazır, a.g.e., I, 323-324).
Şeytan’ın Hz. Adem ve Havva’yı kandırması ve imtihanları
Daha önce İblis Hz. Adem'in üstünlüğünü çekemeyerek Allah'ın emrine karşı gelmiş, Hz. Adem'e secde etmeyip, saygı göstermemiş ve Cennet'ten kovulmuştu. O zaman şeytan'ın Hz. Adem ve evlatlarına musallat olup azdırma imkanı kaldırılmamıştı. Hatta, İblis'e onları günah işlemeye teşvik etme gücü verilmişti. (Bk. A'raf, 12-18; Hicr, 32-42) Çünkü Hz. Adem'in şeref ve üstünlüğü, nefsine ve şeytana uymamakla gerçekleşecekti. Kendilerine verilen akıl ve irade sebebiyle Hz. Adem ve soyu, imtihandan geçecekler, sınanmaları için de peygamberler gönderilecekti.
Vesvese vererek insanları azdırma kabiliyetine sahip olan şeytan, ne yaptıysa yaptı, bir yolunu bularak Cennet'e girebildi. "Derken şeytan, onlardan gizli bırakılmış o çirkin yerlerini (avret mahallerini) kendilerine açıklayıp göstermek için ikisine de vesvese verdi ve 'Rabbiniz size bu ağacı başka bir şey için değil, ancak iki melek olacağınız yahut ölümden kurtulup ebedi olarak kalıcılardan bulunacağınız için yasak etti' dedi. Bir de onlara, 'Ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim' diye yemin etti. İşte bu şekilde ikisini de aldatarak o ağaçtan yemeye tevessül ettirdi. Ağacın meyvesini tattıkları anda ise, o çirkin yerleri kendilerine açılıverdi ve üzerlerine Cennet yaprağından üst üste yamayıp örtmeye başladılar. Rableri de "Ben size bu ağacı yasak etmedim mi? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nida etti." (A'raf, 20-22) "Bundan sonra Hz. Adem, Rabbinden (vahiy yoluyla) kelimeler belleyip aldı ve şöyle diyerek Allah'a yalvardılar: “Ey Rabbimiz kendimize yazık ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bizi esirgemezsen herhalde en büyük zarara uğrayanlardan olacağız, dediler." (A'raf, 23) "Sonra Rabbi onu seçti (peygamber yaptı) da tevbesini kabul buyurdu ve ona doğru yolu gösterdi. Allah şöyle dedi: 'Dünyada birbirinize düşman olmak üzere her ikiniz de oradan (Cennet'ten) ininiz. Artık benden size bir hidayet (kitap) geldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa, işte o sapıklığa düşmez ve bedbaht olmaz (ahirette zahmet çekmez). " (Taha, 122-123) Böylece Hz. Adem ve Havva ve nesillerinin yeryüzünde yerleşip kalmaları ve burada üreyip geçinmeleri, imtihan edilmeleri takdir edildi ve gerçekleştirildi. (Bakara, 3638; A'raf, 24)
Hz. Adem'e peygamberlik verilmesi
Hz. Adem ilk insan olduğu gibi aynı zamanda ilk peygamberdir. Hz. Adem yeryüzüne indirildikten sonra, Cenab-ı Allah insan nesillerinin hepsini onunla eşi Havva'dan türetmiştir. Allahü Teala bu hakikati Nisa sûresinin birinci ayetinde şu şekilde dile getiriyor: "Ey insanlar! Sizi tek bir candan (Adem'den) yaratan, ondan da yine onun zevcesini (Havva'yı) yaratan ve ikisinden pek çok erkekler ve kadınlar türetip yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının... " (Nisa, 2) Bir hadis-i şeriflerinde Hz. Peygamber (asm) şöyle buyuruyor: "Allahü Teala Adem'i (as) yeryüzünün her tarafından avuçladığı bir avuç topraktan yarattı. Bunun için Ademoğulları kendilerinde bulunan toprak miktarına göre, kimi kırmızı, kimi beyaz kimi siyah, kimi bunların arasında bir renkte; (tabiat bakımından da) kimi yumuşak, kimi sert, bazıları kötü, bazıları da iyi olarak geldiler." (Tirmizi, Tefsir, 3) Bu hadisi Tirmizi sahih bir senetle rivayet etmiştir.
Hz. Adem oğullarına ve torunlarına peygamber olarak gönderildi. Cebrail aleyhisselam kendisine on iki defa geldi. Kendisine on suhuf (forma) kitap verildi. Bu kitapta; iman edilecek hususlar, çeşitli diller ve lügatler, her gün bir vakit namaz kılmak, gusül boy abdesti almak, oruç tutmak, leş, kan, domuz eti yememek, tıb, ilaçlar, hesap, geometri gibi şeyler bildirildi. Ayrıca fizik, kimya, tıb, eczacılık, matematik bilgileri öğretildi. İbrani, Süryani ve Arab dillerinde kerpiç üstüne çok yazı yazıldı.
Hz. Adem'in evladları onun irşadı ile Allah'a iman etmiş, zamanlarındaki maddi ve manevi ihtiyaçlarını temin eden ahkamı ondan öğrenmişlerdir. Ebû İdris el-Havlani'nin, Ebû Zerr'den rivayet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber (asm) Hz. Adem'e on sahifelik bir kitap indirildiğini söylemiştir. (Abdurrahman Hubneke'l-Meydani, el-Akidetü'lİslamiyye ve Usûsuha, II, 260)
Hz. Adem’in vefatı ve defnedilmesi
Hz. Adem’in (as) hiç sakalı yoktu. İlk sakalı çıkan Hz. Şit’tir (as). Hz. Adem çok güzeldi.Siyah saçlı ve buğday tenliydi. On bir gün hasta yatıp, bir Cuma günü vefat etti. Hz. Adem vefat edince, Cebrail aleyhisselam bir gömlek giydirdi, Hz. Şit’e yıkamayı öğretti. Yıkayıp kefenlediler. Hadis-i şerifte buyruldu ki: "Adem (as) vefat edince, melekler üç defa su ile yıkadılar. Onu defnettiler." Sonra çocuklarına dönerek; "Ey ademoğulları! Ölülerinize böyle yapınız dediler." Hz. Şit (as) imam olup cenaze namazını kıldırdı. Hz. Adem’in (as) kabri; Kudüs'te, Mina'da, Mescid-i Hif'te veya Arafat'tadır. Hayatını bildiren rivayetler birbirinden farklıdır.
Hazret-i Adem, Allah'a ilk hamd ve ilk tövbe edendir. Seçilmişlerin ilki, yeryüzünde Allahü Tealanın ilk halifesidir. Birçok mûcizeleri vardır. Bunlardan birkaçı şöyledir:
Yırtıcı,vahşi hayvanlarla konuşurdu.
Susuz dağ ve taşlara elini vurunca, pınarlar fışkırır, temiz sular akardı.
Eline aldığı ufak taşlar, yüksek sesle Allahü Tealayı zikrederdi.

Hz. Adem’in (as) yaratılması, Cennet'te kalması, Cennet'ten çıkarılarak yeryüzüne indirilmesi, Kur'an-ı Kerim’de çeşitli ayet-i kerimelerde bildirilmiştir.
Hz. Adem’in hususiyetleri
• İlk insan ve peygamberdir.
• Lakabı Safiyullah’tır (Mahlûkat içinden seçilip çıkartılmış, tertemiz).
• On sahife indirilmiştir.
• Dokuz yüz otuz yıl yaşamıştır.
• Kâbe’yi ikinci kez O (as) inşa etmiştir.
• Bütün eşyanın ismi mucizevî olarak O’na (as) öğretilmiştir.
 
Kaynaklar:

Şamil İslam Ansiklopedisi, Peygamberler Siyeri
Peygamberler Tarihi - Asım Köksal

Allah’a emanet olunuz.