Marka giymek günah mıdır?

Marka giymek günah mıdır?

Değerli Kardeşimiz;

Bu meselede öncelikle dikkat edilmesi gereken husus markanın kime ait olduğudur. Yeme- içme, giyim –kuşam gibi hususlarda öncelikle Müslümanlara ait olan markalar tercih edilmelidir. Ancak bir müminin amacı hiç bir zaman gösteriş, pahalı giyinme vs. olmamalıdır. Mümine yakışan temiz, tertipli ve düzenli giyinmektir.

Eğer başka bir alternatifi yoksa, gayr-i müslimlere ait ürünler ihtiyaç dahilinde kullanılabilir. Fakat alenen İslam düşmanlığı yapan ve Müslümanlara zulmeden kesimlere kazanç sağlayan firma ve kuruluşlara maddi-manevi destek verilmemelidir.

Marka düşkünlüğü kişiyi israfa sürükler

“Hem onlar ki, harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik ederler; (harcamaları) bu (ikisi)nin arasında orta bir yol da olur.” (Furkan, 67)

Hz. Ömer, Ahnef’in sırtında yeni bir gömlek gördü ve:

“Ey Ahnef! Üzerindekini kaça satın aldın?” diye sordu. Onun:

“On iki dirheme.” demesi üzerine de şunları söyledi:

“Azap olunasıca! Bu paranın altı dirhemine bir gömlek satın alıp kalan altı dirhemi de Allah yolunda harcamış olsaydın daha iyi olmaz mıydı?” dedi.  (Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayat-üs Sahabe, c.3, s.206, Kenz II/161 İbnü'l-Mübarek, Abdullah b. Übeyy'den)

Tüm yaşantımızda olduğu gibi alışverişlerimizde de orta yolun tercih edilmesi oldukça önemlidir. Bu sebeple sırf marka olduğu için pahalı olanı tercih etmek israfa girer.

Dikkat çekmek için markalı ürünler giymek kişiyi Allah nezdinde zillet sahibi yapar

 “Kim şöhret elbisesi giyerse, kıyamet günü Allah ona horluk elbisesi giydirir; sonra da onun içerisinde ateşe atılır.”  (İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü'l-Meâd, 1/37)

Hz. İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kim şöhret elbisesi giyerse Allah ona zillet elbisesi giydirir."

Bir rivayette de şöyle denmiştir: "...Kıyamet günü Allah ona onun aynısını giydirir, sonra içinde ateşi tutuşturur." (Ebu Davud, Libas 5, (4029), 4030)

Burada şöhret elbisesinden maksat; dikkatleri üzerine çeken her çeşit kıyafettir.

Marka saplantısı, en tehlikeli hasletlerden biri olan kibre sebep olmaktadır

Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Resulullah (asm) buyurdular ki:

"Bir adam, nefsinin hoşuna giden bir takım elbise içinde saçları da yapılmış olarak giderken yürüme sırasında kibre düşmüştü ki, birden yere battı. Kıyamet kopuncaya kadar orada zorlukla batmaya devam edecek." Buharî, Libas 5; Müslim, Libas 49, (2088)

Resulullah (asm), ciddi bir ihtiyaç olmadığı halde sırf gösteriş ve tefahur (gururlanmak) için veya aşırı lüks ve tereffüh için yapılan harcamaları şeytana nispet etmektedir. (Ebu Bekir Bin Ebi Şeybe; Kütüb-i Sitte)

Giydiği ile gururlanan kimseye, Allah-ü Teala rahmet nazarıyla bakmaz

Hz. Aişe (ra) anlatıyor:

Bir elbise giydim. Elbise çok hoşuma gittiği için ikide bir eteğime bakıyordum. O esnada babam:

“Ey Aişe! Bilmez misin Allah şu anda sana bakmaz.” dedi.

“Niçin?” diye sordum.

“Sen bilmez misin, kul dünya süsüyle gururlanırsa, Rabbi ona buğzeder; ta ki o süs kendisinden ayrılıncaya kadar.” dedi. Bunun üzerine onu sırtımdan çıkardım ve sadaka verdim. Babam:

“Umulur ki, sadaka vermen senin günahına kefaret olur.” dedi. (Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayat-üs Sahabe, c.3, s.271, Kenz VIII/54 İbnü'l-Mübarek, Ebu Nuaym)

İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Resulullah  (asm) buyurdular ki:

"Allah, kıyamet günü, büyüklenerek elbisesini sürüyenin yüzüne bakmayacaktır."

Bir diğer rivayette: "Elbisesini çalımla sürüyene bakmayacaktır." denmiştir. (Buharî, Libas 1, 2, 5, Fezailu'l-Ashab 5, Edeb 55; Müslim, Libas 42, (2085); Muvatta, Libas 11, (2, 914)

Her işte orta yol takip edilmelidir

“Hem onlar ki, harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik ederler; (harcamaları) bu (ikisi)nin arasında orta bir yol da olur.” (Furkan, 67)

İbn-i Ömer (ra) anlatıyor:

“Resulullah (asm)  şu iki kıyafeti yasakladı: Çok yüksek kıyafet,  çok düşük kıyafet.”

Hadiste insan haysiyetine yakışmayacak derecede düşük bir kıyafetin yasaklanması yanında, kişiye kibir telkin edecek çok pahalı bir kıyafet de yasaklanmaktadır. Böylece, “Her işin hayırlısı vasat olanıdır.” hadisi kıyafette de cari olmaktadır. Çok düşük kıyafet kişiyi ruhen sefilleştirip, insani itibarını da haleldar edeceği gibi, yüksek bir kıyafet de israfa kaçmaktan öte, ruhta mezmum olan tekebbür (kibirlenme) hissini doğurabilecek, normal insanların ondan uzaklaşmasına ve kişinin yalnızlaşmasına sebep olabilecektir. (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/65)

Peygamber Efendimiz mütevazi giyinmeye teşvik etmiştir

Ebû Ümâme İbnu Sa'lebe el-Ensârî (ra) anlatıyor: "Resûlullah'ın (asm) yanında dünyayı zikretmişlerdi. Buyurdular ki:

"Duymuyor musunuz, işitmiyor musunuz? Mütevâzi giyinmek îmandandır, mütevâzi giyinmek imandandır!" Ebû Dâvud, Tereccül 1, (4161); İbnu Mâce, Zühd 22, (4118)

Resûlullah (asm) bu hadislerinde mü'mine sâde ve mütevazi giyinmeyi tavsiye etmektedir. Dünyada söz edilen bir sohbette te'kîdli bir üslubla kılık kıyafette sadeliğin tavsiye edilmesi, giyimin "dünya"ya ait bir keyfiyet olduğunu gösterir.

Kılık kıyafette, günümüzde olduğu gibi, bir moda yarışı ile eskimeden elbise atmanın dînen te'yîd edilen bir yönü yoktur. Tevâzu ve sâdelik esastır, ancak bunu "sünepelik" olarak da anlamamak gerekir. Gelire muvafık olarak giyinmeyi dînimiz tecvîz etmiştir.

Ne var ki imkân sahiplerinin sabah bir çeşit, akşam bir başka çeşit giyme havasına girmeleri cemiyetin iktisâdî hayatında bir kısım sıkıntılara sebep olacak, ahlakî ve dînî hayatta da bunun akisleri görülecektir.

Şu halde imkân sahiplerinin de böyle menfi durumların çıkabileceğini düşünerek, buna meydan vermemek düşüncesiyle tevâzu ve sâdeliği tercîh etmeleri dinin tavsiye ettiği sırat-ı müstakîm olmaktadır. (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:7/456-457)

Allah'a emanet olunuz.