İnsan dört büyük melekten üstün müdür?
İnsan dört büyük meleğin makamını geçebilir mi?
Değerli Kardeşimiz;
İnsanlardan olan peygamberler, meleklerden olan elçilerden daha üstündür. Meleklerden olan elçiler de diğer bütün insanlardan daha üstündür.
Ehl-i sünnet alimlerine göre, bütün peygamberler, meleklerin resulleri sayılan dört büyük melekten üstün, yani Allah katındaki dereceleri daha yüksek ve faziletlidir. Meleklerin resulleri ise bütün insanlardan daha faziletlidir. Bu konuda icma' vardır. İnsanlardan takva ve amel-i salih sahipleri de derecelerine göre meleklerin (resulleri hariç) tamamından daha faziletli ve üstün olarak kabul edilmişlerdir. (Şerhu'l- Mevakıf, Seyyid Şerif Cürcani; Şerh'ul Makasıd, Taftazani; Muvazzah İlm-i Kelam, Ömer Nasuhi Bilmen)
“İnsan nevinden olan peygamberler, melek nevinden olan peygamberlerden, melek nevinden olan peygamberler, peygamber olmayan insanlardan (ve beşerin avamından), peygamber olmayan (imanlı) insanlar, peygamber olmayan meleklerden (ve meleklerin avamından) üstündür.”
Peygamber olan meleklerin avamından olan insanlardan üstün olduklarına dair icma ve ittifak vardır. Hatta bu, zarurî bir hükümdür. Peygamber olan insanların peygamber olan meleklere, insanların avamının meleklerin avamına olan üstünlüğü konusunda şu gibi izah şekilleri vardır:
1. Allah Teâlâ meleklere Âdem'e (as) tazim ve tekrim yoluyla secde etmelerini emretmişti. Allah Teâlâ bu durumu hikâye ederek, “Benden üstün kıldığını görüyor musun... Ben ondan daha hayırlı ve üstünüm. Beni ateşten, onu çamurdan yarattın..”.(İsra, 62; A'raf, 12) buyurmuştur. (Burada şeytanın ve iblisin, Allah'a karşı gelmeden evvel meleklerle beraber olduğu kabul edilmektedir). Hikmetin gereği, ast olanın üst olana secde etmesi için emir verilmesidir, bunun aksi hikmete uygun değildir.
2. Lisandan anlayan herkes “Allah Âdem'e isimlerin hepsini öğretmişti” (Bakara, 3), âyetinden, Hakk Teâlâ'nın Âdem'i meleklere üstün kıldığını, ilminin fazlalığını açıkladığını ve ta'zim ve tekrimi hak ettiğini kasdettiğini kavrar ve maksadın bu olduğunu idrâk eder.
3. "Şüphesiz ki, Allah Âdem'i, Nuh'u, İbrahim gibileri ve İmrangilleri âlemlere üstün kılmış (ve onları bunlardan seçmiş) tir” (Ali İmran, 33), buyrulmuştur. Âlem kavramına melekler de dahildir. Avam olan insanların peygamber olan meleklerden üstün tutulmayacakları icma ile istisna edilmiştir. Böylece bunun maadasında âyetin genel olan hükmü bakî kalır. Aşikârdır ki, bu mesele (kat'î değil) zannîdir ve onun için de bu gibi yerlerde zanni delillerle iktifa edilir.
4. Şüphe yok ki, insan şehvet, gadab ve zarurî ihtiyaçları düşünme gibi olgunluk ve kemâl hallerini kazanmaktan uzaklaştırıcı engellere ve aksaklık çıkarıcı durumlara rağmen kemâl hallerini ilmî ve amelî faziletleri elde eder. Engellere ve yön değiştirici âmillere rağmen ibadet etmenin ve kemâl hallerini tahsil etmenin daha güç olduğu ve daha çok ihlaslı olmayı temin ettiği muhakkaktır. Şu halde insan melekten daha üstündür. (Kelam İlmi ve İslam Akâidi, Şerhu'l Akaid, Taftazânî, Dergah Yayınları s. 364)
Allah'a emanet olunuz.