Kadın kurban kesebilir mi?
Kadın kurban kesebilir mi? Kadının kestiği hayvan helal olur mu?
Müslümanların ve kitap ehli olan Yahudi ve Hıristiyanların, kadın dahi olsalar, Besmele ile (Allah'ın adını anarak) boğazlayacak oldukları hayvanların, eti yenen hayvanlar olmak şartıyla etleri yenir. Besmele tam kesim anında olacaktır, bu şarttır. Kesim anında bir şey yemek suretiyle veya başkası ile konuşmakla önceki besmeleye ara verilerek meclis değişirse, bu yeterli olmaz. Yeniden Besmele getirmek gerekir.
Müslüman veya kitap ehlinden olan ve Bismillah demeye gücü yeten bir çocuğun veya delinin, dilsizin, sünnetsizin ve sarhoşun Besmeleyle kesecekleri bu tür hayvanların etleri de yenebilir. (Ömer Nasuhi Bilmen-Büyük İslam İlmihali)
Mezheplerin buna ilişkin detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.
Malikiler dediler ki: Kurbanda kesme işini Müslüman’ın yapması şarttır. Kestikten sonra yüzüp, parçalama ve benzeri işleri yapan kimsenin Müslüman olması ise, şart değildir. Şunu söylemekte de fayda vardır ki; kesmeleri helâl olmayan kimseleri altı maddede toparlamak mümkündür:
1- Mümeyyiz olmayan çocuk
2- Mümeyyiz olmayan sarhoş
3- Deli
4- Ateşperest
5- Mürted
6- Zındık
Kesmeleri mekruh olmakla birlikte helâl olanları da altı maddede toparlamak mümkündür:
1- Mümeyyiz çocuk
2- Erselik
3- Kadın
4- Buruk
5- Sünnetsiz
6- Fasık
Kesmelerinin kerahetle veya kerâhetsiz olarak helâl olduğu hususunda ihtilâf vuku bulmuş olan kimseleri de altı maddede toparlamamız mümkündür:
1- Namazı terk eden
2- Hata ve isabet eden sarhoş
3- Kâfir olup olmadığı hususunda ihtilâf olan bidatçi'
4- Arap Nasranisi (Hıristiyan Arap)
5- Kesmesi için kendisine izin veren Müslüman için kesen Nasrani
6- A'cemi, yani buluğdan önce İslâm'a icabet eden kimse
Mümeyyiz çocukla kadının kesmesi meşhur görüşe göre kerahetsiz olarak caiz olur. Zahir kavle göre kesmesi mekruh olan kimsenin avlanması da, yani avladığı hayvanın etinin yenilmesi de mekruhtur.
Hanefîler dediler ki: Yahudi olsun Hıristiyan olsun, Kitap Ehlî kimselerin kestikleri hayvanların helâl olması için; keserken haç, İsa ve Uzeyf gibi Allah'tan başka varlıkların adlarını anmaması gerekir. Kesimde bir Müslüman hazır bulunur da onun yalnızca Mesih adını veya Allah'ın adıyla beraber Mesih adını andığını işitirse, o eti yemesi haram olur. Ama hiç bir şey işitmezse, hakkında hüsnü zanda bulunarak kitâbînin gizlice Allah adını andığını takdir edip yemesi helâl olur. Kesim yerinde hazır bulunmaz ve bir şey söylediğini işitmezse; kesen kişi ister "Allah, üçün üçüncüsüdür" desin; ister Hz. Uzeyr'in Allah'ın oğlu olduğuna inansın, ister inanmasın etini yemesi hak görüşe göre helâl olur. Ama zaruret olmadığı takdirde yememesi daha uygundur. Hıristiyan’ın Arap Nasranisi, Beni Tağlib Nasranisi, franklardan, Ermenilerden veya İsa (a.s.)'ı kabul eden Sabiîlerden olması arasında bir fark yoktur. Yahudinin de Samirî veya diğer zümreden olması arasında bir fark yoktur. Gayr-ı Müslimlerin kendi kiliseleri için kestikleri hayvanın etini yemek mekruhtur.
Şafiîler dediler ki: Üzerine Allah adını ansın anmasın, kitâbî kimsenin kestiği hayvanın eti helâl olur. Ama keserken haç, Mesih, Uzeyr ve başkalarının adlarını anmamaları şarttır. Aksi takdirde yenmesi haram olur. Kiliseleri için kesmiş oldukları hayvanın etini yemek de helâl olmaz.
Hanbelîler dediler ki: Kitâbînin kestiği hayvanın helâl olması için, üzerine Müslümanlar gibi Allah adını anıp besmele çekmesi şarttır. Kasıtlı olarak besmeleyi terk eder veya Allah'tan başkasının adını anarsa, kestiği hayvanı yemek helâl olmaz, besmele çekip çekmediğini bilmezse, kestiği hayvanın eti helâl olur. Kendi bayramı veya kilisesi için bir Müslüman kestirirse ve Müslüman da keserken besmele çekerse eti kerahetle birlikte helâl olur. Kitâbî biri de besmele çekerek keserse, aynı şekilde helâl olur. Ama Allah'tan başkasının adını anar veya kasıtlı olarak besmeleyi çekmezse eti haram olur.
Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, bir kadın Sel' (dağında) Ka'b b. Malik oğullarının koyunlarını otlatıyormuş. Derken bir koyunun ölmesinden korkmuş ve bir taş alıp onunla onu boğazlamış. Bu (olay) Rasulullah'a (asm) anlatılmıştı da O, onlara (yani koyun sahiplerine) onu yemelerini emretmişti. (Buhari) (Sünen-i darimi)
Feteva-yı Hindiye’de de kurban kesmek hususunda kadın ve erkek müsavidir, denmiştir.
Yani, Müslüman kadın, hayvanları kesmede erkek gibidir, demek: erkeğin kestiği nasıl helâl olursa, şeriatın beyan ettiği şekilde kadınında kestiği yenir.
Müslüman olsun, kitâbî olsun Müslüman kadının kestiği hayvanlar yenir. (Kütüb-i Sitte)
Hayızlı kadının kestiği kurban helal midir?
Boğazlayan (kesen) kimse, gerek kadın olsun, gerek çocuk ve gerekse deli olsun boğazladıkları helâl ve caizdir. Yalnız çocuk ile delinin besmele ile kesildiğinde helâl olabileceğini ve kesme şartlarını bilmesi şarttır.
Hayvanı kesen kadın, hayızlı, nifas ve cünüp olsa dahi kestiği helaldir ve temiz hâlindeki gibi kesmesi caizdir ve hatta hayvanı kesecek kimse olarak ancak kadın bulunduğunda vacip olduğu gibi, ana hali, nifas ve cünüp olsa dahi vaciptir.
Kadın, ana halinde ve nifaslı iken yemeği yiyebildiği, Kuran’dan başka her zikri ilâhiyi yapabildiği gibi, koyun, keçi, deve, sığır ve horoz gibi hayvanları da kesmesi ânında besmele (Bismillah) ile hayvanı kesebilir. Keza cünüb olan erkekde besmele ile hayvanı kesebilir.
Binâen aleyh eğer ölecek olan veya bir şey sebebiyle kesilmesi zarurî olan hayvan meydana gelir ve oradada kadından başka kimse bulunmazsa, derhal kadının kesmesi üzerine vacibdir. Şayet hayvanı kesmez ve o hayvanda mundar ölürse, o kadın millî servetin boşa gitmesine sebep olduğundan âsî ve günahkâr olur. (Multeka)