Peygamber Efendimiz'in (asm) zamanında tahrif edilmemiş İncil ve Tevrat var mıydı?
Selamün aleyküm değerli hocam Peygamberimizin (asm) döneminde tahrif edilmemiş incil ve tevrat olduğu söyleniyor. Bu doğru mudur? Hocam dinimizle ilgili değil pek ama merak ettim. Allah'a emanet olun.
Aleyküm Selam Değerli Kardeşimiz;
Peygamberimizin isim ve sıfatları daha O (asm) doğmadan Ehl-i Kitap yani Yahudi ve Hıristiyanlar tarafından biliniyordu
“Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, onu (o peygamberi) kendi oğullarını tanımakta oldukları gibi tanırlar. Buna rağmen şüphesiz onlardan bir fırka, kendileri bile bile gerçekten hakkı gizlerler.” (Bakara, 146)
'Bu ayeti kerime Peygamber Efendimizin bütün şemail ve vasıflarını önceki kitaplarda anlatılmış olduğunu gösteriyor. Şöyle ki: (O kendilerine kitap verdiğimiz kimseler) yani Yahudilerin, Hıristiyanların alimleri (kendi oğullarını) tanıyıp (bildikleri gibi onu da) Hz. Muhammed’i de tanıyıp (bilirler.) Çünkü onun mübarek varlığını kitaplarında açıkça görüp okumuşlardır. (Fakat) bu böyle iken (onlardan bir fırka, hiç şüphe yok ki bilir oldukları halde hakkı gizlerler.) Onun peygamberlik ve risaletini tasdik etmezler. Nefislerinin isteğine tabi, şahsi menfaatlerine düşkün oldukları için öyle parlak bir hakikati tasdik etmeyerek İman şerefine nail olmazlar. (Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri, Bakara Suresi 146. Ayet)
Hz. Ömer (ra), yahudi alimlerinden iken İslam’la şereflenen Abdullah bin Selam Hazretlerine bu ayet-i kerime hakkında sual ettiğinde o, cevaben şöyle dedi: “Ya Ömer! Ben Hz. Peygamber (asm)’ı gördüğüm zaman, oğlumu tanıdığımdan ziyade tanımıştım. Zira oğlum hakkında, belki anası hıyanet etmiştir diye şübhelenebilirim. Ama Resulullah (asm) için zerre kadar bile şübhem olamaz. Çünki onun vasıfları Tevrat’ta yazılı olanların aynısı ve tamamıdır.” (İbn-i Kesîr, c. 1, 140)
Yahudi ve Hıristiyan bilginleri, Muhammed’in (asm) Allah’ın Peygamberi oldu¬ğunu, kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Veya Kabe’nin, Peygamberin kıblesi olduğunu bilirlerdi. Onlardan bir grup, ellerindeki Tevrat ve İncil’de ya¬zılı olarak buldukları halde Muhammed’in (asm) peygamberliğini veya kıble meselesi¬ni bile bile gizlerler. Yaptıklarını bile bile yaparlar. Böylece Allah’a kasıtlı ola¬rak isyan etmiş olurlar. (Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 1/367-368)
“Pek çok Yahudi uleması (alimleri) ve nasara (Hıristiyan) uleması, ikrar (kabul) ve i‘tiraf etmişler ki: ‘Kitablarımızda Muhammed-i Arabi Aleyhissalatü Vesselam’ın evsafı (vasıfları) yazılıdır.’ (...) Ulema-i yehudun en meşhurlarından İbn-i Suriya ve İbn-i Ahtab ve onun kardeşi Ka‘b ibn-i Üseyd ve Zübeyr ibn-i Batıya gibi meşhur ulema ve reisler, gayr-ı müslim kaldıkları halde ikrar (kabul) etmişler ki: ‘Evet, kitablarımızda O’nun (asm) evsafı vardır, ondan bahsediyorlar!’ ” (Bediüzzaman Said Nursi, Zülfikar, 19. Mektub, s. 67)
Peygamber Efendimiz döneminde yaşamış olan Kab-al Ahbar isimli zatın elinde tahrif edilmemiş Tevrat olduğu kaynaklarda geçmektedir
Zehebî, Ka'b'ın elinde Tevrat'ın tahrif edilmemiş bir nüshası bulunduğu için Yahudilere ait kitapları ve bu kitaplardaki sahih ve uydurma haberleri iyi tanıdığını söylemekte Ebu Nuaym el-İsfahanide Ka'b'ın babasından kalan ve tahrif edilmemiş olduğu söylenen yegane Tevrat nüshasından özellikle son peygambere inanmanın gereğine ve onun ümmetinin faziletine dair geniş iktibaslar yapmaktadır. Ayrıca Ka'b'ın ölümünden bir müddet önce imha ettiği bu nüshaya dayanarak yaptığı Kur'an ayetleriyle ilgili bazı yorumların hadislere uygunluğunu gören sahabenin onu tasvip ettiğine dair haberler rivayet edilmiştir. (Diyanet İslam Ansiklopedisi C. XXVI )
Konu ile ilgili detaylı malumat için sitemizdeki “Kab-al Ahbarın elindeki tahrif olmamış Tevrat hakkında bilgi verir misiniz?” adlı soruya bakabilirsiniz.
Hıristiyan alimlerinden olan Rahip Bahira da Peygamberimizin (asm) vasıflarını elindeki Kitaptan tanıdığını bildirmiştir
Peygamberimizin çocukluk döneminde amcası ile yaptığı Şam seyahatinde O’nun ile karşılaşan Hıristiyan Rahip Bahira Peygamberimizi Kitaplardan tanıdığını bildirmiştir.
“Bahira Hıristiyanların en alimi idi. Hristiyanların ilmi, onda ve buradaki manastırda idi. Çünkü burada büyükten büyüğe geçerek gelen bir Kitap vardı ki, bu manastırda o güne kadar gelip geçmiş rahiplerden, bu Kitaptan yararlanmayan, bilgi almayan yoktu.” (İbni İshak Kitabülmübteda velmeb’as, c.2, s. 53; Taberi Tarih, c.2, s. 194)
“Kendisi, Teyma Yahudilerinden ve Yahudi alimlerinden olup İsa aleyhisselamın dininde idi.” (Süheyli Ravdulünüf, c.2, s.220; Mes’udi Murucuzzeheb, c.1, s. 75)
Netice olarak; kaynaklarda da belirtildiği gibi gerek Peygamber Efendimizin (asm) peygamberliğinden önce yahut peygamberliği döneminde yaşamış olan hakikat ehli Hıristiyan ve Yahudi alimler (Kab- al Ahbar, Rahip Bahira, Varaka bin Nevfel gibi) Peygamberimizin (asm) özelliklerini ellerindeki kitaplardan öğrendiklerini bildirmişlerdir. O döneme kadar Tevrat ve İncil tahrif edilmeye başlanmış dahi olsa bu zatların ellerindeki kitapların tahriften uzak oldukları aşikardır. Her şeyi hakkıyla bilen Allah’tır.
Ayrıca günümüzde çokça tahrife uğramasına rağmen Tevrat, İncil ve Zebur’da Peygamber Efendimiz’in vasıflarından bahseden bölümler hala bulunmaktadır. Konu hakkında bilgi almak için tıklayınız. Mevzu hakkında detaylı malumat için Bediüzzaman Hazretlerinin Zülfikar mecmuası 19. Mektub’a bakabilirsiniz.
Allah’a emanet olunuz.