Medeniyet ilerlediği halde insanların ahlakında neden çöküş var?
İnsanlık bilim ve medeniyette ilerlemesine rağmen yetişen bireylerin ahlakında ciddi bir çöküş görülüyor. İnsanlar birbirlerine karşı ciddi bir güvensizlik içinde. Bunun sebebi nedir?
Manevi değerlerden ve imandan uzaklaştıran maddeci bir felsefenin bu asırda hüküm sürmesi bireylerin ahlakında ciddi çöküşe neden olmaktadır. Bu çöküşün durdurulabilmesi ise ancak Kur'ân hükümlerinin ışığında yetişen ve Kur'ân ahlakıyla ahlaklanan bireylerle mümkündür.
Kur'ân ve materyalist sistemin ortaya koyduğu insan modeli incelendiğinde aralarındaki fark açıkça görülür:
KUR'AN TOPLUM MODELİ
Rabbinden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye ibadete tenezzül etmez. Cennet gibi büyük bir menfaati bile ibadetlerinde gaye edinmez.
Yumuşak huylu ve sağlam karakterlidir.
Tokgözlüdür, Allah’ın karsısında fakirliğini ve zayıflığını bilir.
Her hadise karşısında
Rabbinin sonsuz gücüne dayandığı için kuvvetlidir.
Bütün insanlığı kendisine kardeş bilmekle toplumun ve kardeşlerinin menfaatini kendi çıkar ve menfaatlerine tercih eder.
Yalnız Allah için, Allah’ın rıza ve muhabbetini kazanmak için, erdem ve fazilet için hareket eder, çalışır.
Kur’an ilmi ve ahlak ilkeleri; Mevlanalar, İmam-ı Gazililer, Şahı Nakşibendîler ve Bediüzzamanlar gibi büyük zatları netice verir.
MATERYALİZM TOPLUM MODELİ
Küçük bir menfaat ve lezzet için en değersiz şeylere tapmak derecesinde tenezzül eder. Adeta her şeyi kendine ilah edinir.
İnatçı ve dik başlıdır. İnadıyla en küçük bir lezzeti elde etmek için her türlü alçaklığı kabul eder.
Açgözlü, kendini beğenmiş ve gururludur
Yaşadığı hadiseler karşısında kalbinde ve kendinde bir dayanak noktası bulamaz.
Şahsi menfaatleri için toplumun menfaatlerini hiçe sayan bir hilekârdır.
Yalnız kendi için endişe eder ve yalnız kendi çıkarını düşünür.
Gösterdiği gayret ve çalışmanın amacı, yalnız kendisini ve midesini ve her türlü şehvani arzu ve isteklerini tatmin etmektir
Materyalist sistem ve ahlak ilkeleri
Hitler, Lenin, Hasan Sabbah ve Mao gibi pek çok aşağı kimseleri netice vermiş ve halen vermektedir.
Materyalizmin hedefi ve gayesi: Yalnız kendi menfaati ve nefsinin isteklerini tatmin
Materyalizm menfaat ve isteklerin tatminini gaye kabul eder. Arzu ve isteklerin elde edilememesi ise toplumu sürekli bir “savaş ve boğuşma” haline sürükler.
Kurân’ın hayat prensibi: “Yardımlaşma”
Daima birbirinin yardımına yetişmek suretiyle toplumda bir dayanışma ortaya koyar.
Materyalizmin hayat prensibi: “Çarpış ve ele geçir!”
Menfaatlerini elde etmek uğruna her türlü zulmü ve zorbalığı gösterir.
Kur'ân ırkçılık ve menfi milliyetçiliği
şiddetle reddeder
Kurân'ın düsturu: “Din birliği, vatan birliği ve toplum birliğini” sağlayıp insanlığı kardeşliğe ve bağlılığa sevk etmektir.
Materyalizm ırkçılık ve menfimilliyetçiliği düstur kabul eder
Materyalizmin düsturu olan ırkçılık ise; “başkasını yutmakla beslenmek olduğundan” toplum hayatının mutluluğu ve huzuru ortadan kalkar ve bölünmelere sebebiyet verir.