Dua ibadet midir?

Dua bir ibadet midir? Yaptığımız iyi ve kötü duaların mükâfat ve mücazatı (sevap-günahı) var mıdır?

İbadet sadece İslam’ın beş şartı ile sınırlı değildir. Allah’ın sevdiği ve razı olduğu her türlü söz ve davranışlar da ibadet hükmündedir. Namaz kılmak, zekât vermek ibadet olduğu gibi, güzel ahlaklı olmak, ilim öğrenmek, hastalık ve musibetlere sabretmek gibi vazifelere de ibadet denir. Dua da bu vazifelerin içinde en önemlilerinden biridir. Dolayısıyla ibadettir.

Dua kula acizliğini ve fakirliğini gösterdiği için ibadettir

İbadetin bir manası aczini ve kul olduğunu bilmektir. Yani kul başına gelen belalar ve sıkıntıları defetmekte aciz olduğunu bilir ve Allahın gücü ve kudreti karşısında ona ibadete yönelir. Ayrıca ihtiyaçlarının ve isteklerinin karşısında da fakir olduğunu anlayıp Rabbine yönelir.
Dua kulun, aczini ve fakirliğini anlayıp her şeye gücü yeten Rabbine yönelmesidir. İhtiyaçlarını duasıyla Cenab-ı Hak’tan ister. Yani dua ibadetin ta kendisidir.

Dua Cenab-ı Hakk’ın emrettiği bir ibadettir

“Bana dua edin, size icabet edeyim, (duanıza cevap vereyim)! Şüphesiz benim ibadetimden (yüz çevirip) kibirlenenler, yakında zelil olan kimseler olarak cehenneme gireceklerdir!” (Mümin, 60)
Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde bu ayete iki şekilde bakmıştır:
“Kuran’ın birçok yerlerinde olduğu üzere dua ibadet manasına olarak; “bana ibadet ve kulluk edin ki, size sevap ve mükâfat vereyim.” demek olur. Dua şart (emir) edilmiştir. “Zira benim ibadetimden istikbar edenler, (yani kibirlerinden bana ibadet etmek istemeyenler) muhakkak yarın rezil olarak cehenneme gireceklerdir.
“İsteyin benden vereyim size” demektir ki: Süddi’den nakledilen ve ilk nazarda anlaşılan da budur. Buna göre de ibadet, dua ile tefsir edilmek lazım gelecektir.
Bunu böyle iki vecihli olarak ifadenin sebebi, ibadetin dua, duanın da ibadet ile telazümünü (bir şey diğerine yapışması) ifade içindir. Bir taraftan dua ibadetin iliği derecesindedir. Bu dua emri çok ehemmiyetli ve şayan-ı dikkattir. Gerek ibadet manasına olsun, gerek sade dua, ikisinde de istemek emredilmiş ve Allah'ın isticabesi (kabul etmesi) için kulun istemesi şart kılınmıştır.” (Elmalılı 6)

Peygamber Efendimiz (asm) dua, ibadetin özü olduğunu bildirmiştir

“Dua ibadetin ta kendisidir. Dua, ibadetin özü ve iliğidir.”(Tirmizi)
Numan İbnu Beşir (ra) anlatıyor: “Resulullah (asm): ‘Dua ibadetin kendisidir’ buyurdular. Ve sonra şu ayeti okudular. (Mealen): “Rabbiniz buyurdu ki:’Bana dua edin, size icabet edeyim, (duanıza cevap vereyim)! Şüphesiz benim ibadetimden (yüz çevirip) kibirlenenler, yakında zelil olan kimseler olarak cehenneme gireceklerdir!’(Mümin, 60) (Tirmizi)
Hadiste Peygamber Efendimiz (asm) duanın ibadet olduğunu buyuruyorlar. Cenab-ı Hak da ayetin ilk cümlesinde duanın ehemmiyetinden bahsedip arkasından “Benim ibadetimden (yüz çevirip) kibirlenenler…” buyurarak duanın ibadet olduğunu söylüyor.

Dua sadece Allah (cc) rızası için yapılmalı

İbadeti yapmaktaki sebep Cenab-ı Hak emrettiği içindir. Yani çok sevap kazanmak için veya cennete gidip güzel makamlarda olmak için ya da istenilen matlubun verilmesi gayesiyle ibadet yapılırsa o ibadetin ihlâsı ve makbuliyeti kaçar. İhlâssız bir ibadetinde ne bu dünyada ne de ahirette bir faydası olmaz. Bu durumda bir takım dünyevi gayeler Allah’ın (cc) emrinin ve rızasının önüne geçmiş olur.
Oysa ibadet, Allah’a gönülden isteyerek yönelmek, karşılığında sevap va’d edilen dinİ vazifeleri ve amelleri Allah’ın rızasını kazanmak için yerine getirmek demektir. Dua da bir ibadet olduğuna göre Allah (cc) emrettiği için ve yine O’nun rızası için yapılmalıdır.

Allah için edilen her duanın neticesinde uhrevi bir mükafat vardır

İhlâslı bir şekilde Allah’dan istenilen şeyler, hemen kabul edilsin veya edilmesin o duaların her biri ahirette birer tohum olarak ekilir. Kul ahirete gittiğinde her bir hayırlı ve güzel duasının neticesi olarak o tohumun meyvelerinden istifade eder. Hatta dualarının mükâfatını görünce kulların “Rabbim dünya da hiçbir duamızı kabul etmeseydin de buradaki mükâfatlarımız daha fazla olsaydı.” diyecekleri söylenmiştir.
Ayrıca Peygamber Efendimiz dua için; “Kul dua ettiğinde üç şeyden birine kavuşur.” buyurmuştur:
*Ya ettiği dua sebebiyle günahı bağışlanır.
*Veya peşin bir mükâfata kavuşur.
*Veyahut da ahirette karşılığını bulur. (Müsned)