Allah (cc) her duaya mutlaka cevap verir mi?
Dualarımız neden kabul olmuyor? Hangi dualar mutlaka kabul edilir? Duamız nasıl olmalıdır?
Dua ederken dua edebine riayet edilmelidir
Kabul olacağı hadislerle belirtilen dualar vardır
Her duaya mutlaka icabet edilir
“(Habibim, ya Muhammed!) Kullarım sana benden sorarsa, şüphe yok ki ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm; öyle ise (onlar da) benim (rızam) için (davetime) icabet etsinler ve bana iman etsinler; ta ki hak yolu bulsunlar.” (Bakara, 186)
Her dua makbuldür, Allah (cc) katında karşılık bulur. Dualara icabet ise üç şekilde gerçekleşir:
Ya edilen duanın aynen dünyada eseri görünür. Ya Allah-ü Teala kişiye istediği şeylerden daha hayırlısını nasip eder. (Zira istediklerimizin bizim için hayırlı mı şer mi olduğunu bilen O’dur (cc). Biz ise bundan aciziz.) Ya da hayatı ebediye cihetinde kabul olur. Yani dua eden duasının neticesini cennet nimetleri suretinde alır.
Demek arzu ettiğimiz şeyler aynen vücuda gelmezse dua kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir surette kabul oldu denilir.
Mesela; küçük bir çocuk hastalanarak doktora gider. Kendisine hangi ilacın iyi geleceğini bilmez. Fakat doktordan gözüne ilişen herhangi bir ilacı ister. Doktor da çocuğun hastalığını bildiği için hastalığına faydalıysa istediği ilacı ona verir. Veya çocuğun istediği ilaçtan daha etkilisini verir. Ya da ona zarar vereceğinden hiç vermez.
Bizim de dualarımıza Allah cevap vermektedir. Dualarımızın Allah tarafından kabul edilmesi misaldeki gibi bizim menfaatimize göre değişir. İstediğimiz bir şeyi Allah dünyada vermeyip ahirette bize verilebilir. Her zaman hakkımızda hayırlı olanı istemek en güzelidir.
“Dua edenin ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür yahut ahirette mükâfatını bulur.” (Deylemi)
Edilen dualarda maksat dünyevi işler değil, kulluk görevini yerine getirmek olmalıdır
Dua Mümin kulun görevi ve ibadetidir. İbadetlerden kasıt ise dünyevi bir netice olamaz. (Tıpkı namaz, oruç, zekât ve diğer ibadetlerde olduğu gibi) Allah-ü Teala dua ibadetinin neticesini dünyada da verirse ikramındandır.
Ayrıca dua ederken bu ibadete dünyevi işleri maksat yapmak duanın hâlisiyetini zedeleyeceğinden duanın makbuliyetine de engel olur. Şunu iyi anlamak gerekir ki; dünyevi düşünceler, sıkıntılar, dilekler duanın maksadı değil vesilesidir, dua vakti geldiğinin habercisidir. Rabbimiz’in bizden dua etmemizi istediğini hatırlatırlar.
Örneğin; yağmursuzluk, kuraklık zamanlarında yağmur duası namında bir dua edilir. Bir bölge insanı toplanıp yağmur yağdırması için birlikte Allah’a (cc) dua ederler. Burada niyetin şu şekilde olması gerekir:
Allah’ım! Anladık ki bu kuraklık ile bize dua vaktinin girdiğini, dua etmemiz gerektiğini hatırlatıyorsun. Biz de sana kulluk vazifemiz olduğu için niyaz ediyoruz. Yoksa gayemiz yağmur yağdırman değildir. Bir kul olarak bizim vazifemiz dua etmektir. Sen dua vakti sona erdiğinde zaten yağmuru yağdıracak olansın!