Efendimiz’in (asm) kötülüğe karşı nasıl mukabele etmiştir?
Efendimiz’in (asm) kendisine yapılan kötülüklere karşı muamelesi nasıl olmuştur?
“Huneyn Muharebesinden sonra Resulullah (asm) ganimet mallarını dağıtırken Ensar’dan birisi:
“Bu taksim adaletli olmuyor. Ensar niçin bundan mahrum ediliyor?” diye bağırdı.
“Resulullah’ın (asm) maksadı İslamiyet’e yeni girenleri ısındırmak için ganimet mallarını onlara vermekti. Bu siyaseti anlamayan Ensar’ın bağırmaları Resulullah’ı (asm) incitmedi. Yine kemal-i nezaketlerinden:
“Cenab-ı Hak Musa kardeşime rahmet etsin. İnsanlar tarafından daha fazla incitilmişti.” buyurmuşlardır.” (Müslim)
Ebu Said El-Hudri'den (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
“Resulullah’ın (asm) hayası, hücresine çekilmiş bakireden daha fazla idi. Bir şeyden hoşlanmadığı zaman onu yüzünden anlardık.”
“Yani, Hz. Peygamber (asm) hoşlanmadıkları bir hareketten dolayı kimseyi incitmezler ve ağır bir tarizde bulunmazlardı. Daima en yumuşak ve tatlı yolla ikaz ederler ve irşada bulunurlardı.” (Buhari)
Enes Bin Malik’ten (ra):
“Yahudilerden bir kadın Resulullah'a (asm) zehirli bir koyun eti getirdi. Hz. Peygamber (asm) ondan yedi. Sonra kadın Resulullah’ın (asm) huzuruna getirildi ve Peygamber (asm) ona:
“Ne için böyle yaptın?” diye sordu. Kadın:
“Seni öldürmek istedim” dedi. Hz. Peygamber (asm):
“Allah seni beni öldürmeye muvaffak etmez” dedi. Sahabeler (ra):
“Ey Allah'ın Resulü! Onu öldürmeyecek misiniz?” deyince, Hz. Peygamber (asm):
“Hayır” dedi.
“Ben daima o zehrin etkisini Resulullah’ın (asm) ağzında görmekteyim.” (Buhari, Müslim)
Hz. Aişe (ra) şöyle demiştir:
“Yahudilerden beş-on kişilik bir erkek topluluğu Resulullah’ın (asm) yanına vardılar da:
“Essamü Aleyküm “ölüm üzerinize olsun” dediler. Aişe (ra) demiştir ki:
“Ben bunu anladım ve “ölüm sizin üzerinize olsun, Allah'ın laneti de dedim.” Bunun üzerine Resulullah (asm) şöyle buyurdu:
“Yavaş ol, ey Aişe! Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever!” (Buhari)
“Hz. Peygamber’e (asm) Yahudilerden bir kişi sihir yaptı. Peygamber (asm) birkaç gün ondan müşteki (rahatsız) oldu. Cebrail (as) geldi ve:
“Yahudilerden bir kişi sana sihir yapmıştır. Falan falan kuyuda bir takım düğümler düğümlemiştir. Birisini gönder, onu getirsin” deyince, Hz. Peygamber (asm) Hz. Ali’yi (ra) oraya gönderdi. Hz. Ali (ra) o büyü yapılan ipi çıkardı. Ve Peygamber’e (asm) getirdi. Hz. Peygamber (asm) de o düğümleri çözdü. Hz. Peygamber (asm) sanki bağından kurtulmuş gibi oldu. Fakat bunu o Yahudi’nin yüzüne vurmadı. Vefat edinceye kadar böyle kaldı. (İmam-ı Ahmed)
Enes Bin Malik (ra) der ki:
“Resulullah (asm) ile birlikte yürüyordum. Resulullah’ın (asm) üzerinde Necran kumaşından yapılma kalın yakalı bir cüppe vardı. Bir bedevi arkadan yetişip Resulullah’ın (asm) cüppesinden şiddetle çekti. Kendisine doğru öyle şiddetli bir çekişle çekti ki Peygamber (asm) bedevinin göğsüne doğru döndü. Cüppe yırtıldı da yakası Resulullah’ın (asm) boynunda kaldı. Resulullah’ın (asm) boynuna baktım, bedevinin çekişinin şiddetinden cübbenin yakası, Resulullah’ın (asm) boynunda iz bırakmıştı. Bedevi:
“Ya Muhammed, Allah'ın senin yanında bulunan malından şu iki devemin üzerine yükle! Çünkü sen bana ne kendi malından ne de babanın malından yükleyecek değilsin” dedi. Peygamber (asm) biraz sustuktan sonra:
“Hayır, Allah'tan mağfiret dilerim! Hayır, Allah'tan mağfiret dilerim! Hayır, Allah'tan mağfiret dilerim ki, beni çekiştirdiğinden dolayı seni de çekiştirip ödeşmedikçe, senin için bir şey yüklemeyeceğim” buyuruyor. Arabî de her defasında:
“Vallahi ben bundan dolayı misliyle mukabele ettirmem” diyordu. Resulullah (asm):
“Niçin ettirmiyorsun?” diye sordu:
“Çünkü sen kötülüğü kötülükle karşılamaz, cezalandırmazsın da ondan!” dedi. Bunun üzerine Resulullah (asm) güldü. Sonra da bir adam çağırdı:
“Şu iki deveden birisine arpa, diğerine hurma yükle.” buyurdu. (Ebu Davud, Kadı İyaz)
Hz. Aişe (ra) haber verdiğine göre:
“Bir adam Peygamber’in (asm) huzuruna girmek için izin istedi de Peygamber (asm) onun hakkında:
“Ne kötü aşiret çocuğudur” buyurdu. Adam içeri girince Peygamber (asm) ona yumuşak söz söyledi. Ben dedim ki:
“Ya Resulullah! O adam için söylediğini söyledin, sonra sözü yumuşattın?” Peygamber (asm):
“Ey Aişe! İnsanların kötüsü, fenalığından korkularak insanların terk ettiği yahut insanların yakasını bıraktığı kimsedir.” (Buhari, Müslim)