Kabul edilmesi caiz olmayan hediyeler hangileridir?
Hangi hediyeler rüşvet kısmına girer? Hangi konumlarda hediye kabul etmek uygun değildir?
Hediyeleşmek sünnettir. Peygamber Efendimizin (asm) hediyeleşmeye teşvik eden pek çok hadis-i şerifleri vardır. Hatta talep etmeden verilen hediyenin rabbimizin bize gönderdiği rızık olduğu, muhakkak kabul edilmesi gerektiği bildirilir. Hediyeyi reddeden kişinin Cenab-ı Hakkın verdiği rızkı reddetmiş olacağı vurgulanır.
Ancak bazı kişilerin hediye almaları tüm bunların aksine uygun görülmemiş, hatta haram olduğu bildirilmiştir. Şunu da belirtmeliyiz ki bu istisna durumlar kişilerin şahıslarından veya verilen hediyenin çeşidinden değil bulundukları konumlarından kaynaklanmaktadır. Bu haramiyyetin elbette pek çok hikmetleri vardır.
“Gelen bir hediyeyi kabullenmek ve geri çevirmemek lâzımdır. Ancak hâkimler bu hükmün dışında kalır. Çünkü onlar hediye kabul edemezler, kendilerine haramdır. Fakat bunların dışında bulunan Müslümanların birbirlerini sevmeleri nişanesi olan hediyeleşmeyi tatbik etmeleri sünnettir. Karşılıklı olarak yerine getirilmeli ve Müslümanlar birbirlerini sevmelidirler.” (İmam Buhari)
“Bunun hikmetini şu şekilde açıklayabiliriz:
“Hediye kulağı, kalbi ve gözü çeler.” (Teberani)
"Hediye işitmeyi, kalbi ve görmeyi giderir.”
Bunu tamamlayan bir rivayette:
“Hediye hâkim kişinin gözünü kör eder.” buyrulur.
Münavi'nin açıkladığı üzere:
Resulullah (asm), bu ifadeleriyle insanda hâkim olan bir kanuna dikkat çekiyor. O da şu:
“İnsan nefsi, kendine iyilik yapanı sevme fıtratı üzere yaratılmıştır.”
Öyle ise, hediye verenin kalbinde, hediye edene karşı sevgi hâsıl olduğundan, kim kendisine ihsanda, hediyede bulunursa, onun hakkında söylenen kötülükleri işitmeme, onun kusurlarını görmeme meylindedir.” (Kütüb-i Sitte)
“Resulullah (asm) hediyede, gözü kör, kulağı sağır, kalbi bende kılan gücü gördüğü için adalete, dürüst icraata mani olacak hediyeyi yasaklamıştır.” (Kimya-yı Saadet)
“Bir maksada bağlı olarak getirilen hediyeler, işin durumuna göre rüşvet kısmına girebilir.” (İmam Buhari)
“Emîrin hediye alması haramdır. Kadı'nın rüşvet alması küfürdür.” (Kütüb-i Sitte)
“İhsan sıla-ı rahme vesile olduğu müddetçe alın. Dine karşı bir rüşvete dönüşünce sakın hediye kabul etmeyin.” (Kütüb-i Sitte)
“Rüşvet; bazı alimlerce “bir hakkın iptali veya hakkı olmayan bir şeyin elde edilmesi için verilen şey” olarak; diğer bazılarınca “mevki sahibinden caiz olmayan bir şey için yardım satın almak maksadıyla verilen mal”, “karşılık verilmeksizin alınan ve alanın da ayıplamasına sebep olan şey” vs. olarak tarif edilmektedir.” (Kimya-yı Saadet)
"Ümeraya hediyeler hırsızlıktır. İmama hediye devlet malını yağmalamadır."
Şu halde memurun hediye alması, memura hediye verilmesi rüşvet sayılmıştır, haram ilan edilmiştir.
Resulullah'ın (asm) zekat toplamak üzere gönderdiği memurlardan, dönüşte:
"Şu zekat malı, şu da bana verilen hediye." diyen olmuştur.
Efendimiz (asm), memurun aldıklarını hediye sayılmayıp rüşvet olacakları anlamada muteber bir ölçü koyar:
"Sen annenin evinde otursaydın bu sana verilir miydi? Şu halde, memuriyet vasfı olmadan evinde oturduğu halde verilmeyecek olan bir şey memura verildi mi bu rüşvettir.” (Kütüb-i Sitte)
Resulullah (asm) bu hadis-i şerifin başka bir rivayetle gelen devamında şöyle buyurmuştur:
“Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a (cc) yemin ederim ki:
“Böyle devlet hesabına vergi topladığı zaman kendisine hediye ismi altında gayri meşru menfaat temin eden kimse yarın kıyamet gününde o mal sırtında ortaya çıkacak ve bunun hesabını verecektir. Hediye ismi altındaki bu mal deve ise deve sesi çıkararak, sığır ise, sığır gibi böğürerek, koyun ise koyun sesi çıkararak o hayvan sırtında mahşer halkına bu¬nun hesabını verecektir.” (İmam Suyuti)
“Şefaat mukabili alınan da ribadır (faizdir). Yasak hediyelerden biri, biri lehinde şefaatçi olur, işinin olmasına yardımcı olursa, buna mukabil alınan ücret rüşvettir.” (Kütüb-i Sitte)
"Kim bir din kardeşine şefaatçi olur ve bu şefaatine karşı ücret alırsa, riba kapılarından büyük bir kapıya gelmiş olur." (Kütüb-i Sitte)
"Kim bir kimse için şefaatçi olur, o da bu şefaatine karşı bir hediyede bulunursa hediyeyi kabul ettiği takdirde, riba kapılarından büyük bir kapıya girmiş olur." (Ebu Davud)
Alimlerimiz, hadislerden hareketle, şefaat-i hasenenin mendub ve hatta bazı durumlarda vacip olduğunu belirttikten sonra, bu hizmete karşı hediye almanın caiz olmayacağını belirtirler.
"Bu, hizmetin ecir ve sevabının ziyanına sebep olur, tıpkı ribanın, helal olanı ziyana uğrattığı gibi" derler. (Kütüb-i Sitte)
Bir mümine yakışan ahlak elbette Müslüman kardeşinin her daim yardıma koşmak ve bu yardımı hiçbir karşılık beklemeden, sırf Allah (cc) rızası için yapmaktır. Bunun mükafatı Allah (cc) katında pek çoktur.