Bize gelen hediyelerin asıl göndereni kim?

Hediyeyi veren biz miyiz, yoksa bir postacı mıyız?

Bize gelen hediyeler Rabbimiz’in nimet mutfağından gönderilmektedir!!!

Ahmet Rufai Hazretleri (ra) şöyle buyurmuştur:
“İnsanların gözlerine çekilen perde kalkmış olsaydı, aynı insanlar kendilerine gelen her şeyin Hak Teala’nın bir hediyesi veya bir bağışı olduğunu görürlerdi. Zira insanlara bütün bunları veren O’dur (cc). Böyle olduğuna inananlar ve bunu görenler nasıl olur da bu ilahi armağanı kabul etmezler. Kişi Hak Teala’yı veren ve bağışlayan olarak gördüğünde, gelen bağışı da rızasıyla verdiğini anladıktan sonra kabul eder.”
“Gerçekte hiç kimse Hak Teala ile birlikte bir mülke sahip değildir. Bu yüzden size gelen hediyeyi kabul ediniz. Çünkü bunlar kullardan değil Allah’tan (cc) geliyor.”
(El-Uhûdü’l-Kübra)
Burada gelen hediyeleri kabul etmenin gerektiği belirtildiği gibi bize gelen tüm rızıkların, hediyelerin Allah’tan (cc) geldiğini unutmamız da hatırlatılmaktadır. Zira hadis-i şerifte:
“Hediye, Allah-ü Teala’nın gönderdiği güzel bir rızıktır. Hediyeyi kabul edin ve karşılığında daha güzelini verin!”
(Tirmizi)
Peygamber Efendimiz’in (asm) de buyurduğu gibi insanlara teşekkür etmeyen Cenab-ı Hakk’a teşekkür etmemiş olur. Bu sebeple elbette bize hediye veren kişilere teşekkür edip hayır dualarda bulunmalıyız. Hatta elimizden geldiğince daha güzel bir surette mukabele etmeye çalışmalıyız. Ancak hediyeyi verene, rızkımıza vesile olana yoğunlaşıp onları esas göndereni unutursak Bediüzzaman Hazretlerinin (ra) dediği gibi; “padişahın kıymetli bir hediyesini bize getiren hizmetçisinin ayağını öpüp o miskin ademe binler teşekkür edip hakiki nimet vereni, hediyeyi asıl göndereni unutan gafil insanlara benzeriz.”
Adeta rabbimiz hediyelerini bize gönderiyor, postacı olarak ise bize hediye veren kişiyi vazifelendiriyor.
Evet, eğer misaldeki gafil insana benzemek istemiyorsak aldığımız tüm hediyelerin Rabbimiz’in bize bir ikramı ve lütfü olduğunu hatırlamalı ve ona şükretmeliyiz. Böylece gafletten kurtulup merhametliler merhametlisi, ikramı bol olan Rabbimize teşekkür edebilir, kulluk vazifemiz olan şükrü eda edebiliriz.
Aynı şekilde vereceğimiz hediyelerde de asıl nimet vereni bilmeli bir postacı olduğumuzu unutmamalıyız.
Ancak bu şekilde verdiğimiz hediyelerde minnet beklemeyip sadece Allah (cc) rızasını gaye edinebiliriz.