Kıskançlık neden haramdır?
Hasedin haram olmasının sebepleri nelerdir?
Bir kimse kalbinde haset (kıskançlık) bulunmasından üzülmezse veya arzusu ile haset ederse (kıskanırsa), günah olur, haram olur. Bu hasedini (kıskançlığını) sözleri ve hareketleri ile belli ederse, günahı daha çok olur.
Ancak bir kimsenin de kalbinde haset bulunur, kendisi buna üzülür, bunu istemezse, bu günah olmaz. Kalpte bulunan hatıra, düşünce günah sayılmaz. Çünkü bu tür düşüncelerin kalbe gelmesi insanın elinde değildir. (İhya-u Ulumiddin)
Cenab-ı Hak:
“Haset edici bir kimse benim nimetimin düşmanı, kaza ve kaderime küsmüş, kullarımın arasında yapmış olduğum taksimata razı olmamış bir kimsedir.” buyurmuştur.
Haset eden, Allah'ın (cc) yaptığı taksim ve takdire rıza göstermiyor; O'nun iradesine karşı geliyor demektir. Çünkü haset eden, O'nun gizli olan hükümleri ile mülkünde gerçekleştirdiği adalete kızmış; onu çirkin bulmuş olur. Bu ise imanının zedelenmesinden başka bir şey değildir.
Zekeriya (as) da Allah’ın (cc) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
“Kıskanç kişi nimetime düşman, hükmüme kızan ve kullarım arasında yaptığım taksimata rıza göstermeyen biridir.” (İhya-u Ulumiddin)
“Fakirlik neredeyse küfür olacaktı. Haset neredeyse kaderin önüne geçecekti.” (Ebu Nuaym)
“Bir kulun kalbinde, iman ile haset birleşmez.” (Nesai)
“Size ümem-i kadime hastalığı sirayet etti:
Bu, haset ve buğuzdur; bu, kazıyıcıdır; bilesiniz.
Kazıyıcı derken saçı kazır demiyorum; o, dini kazıyıcıdır. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zü’l-Celal’e yemin ederim, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi?
Aranızda selamı yaygınlaştırın.” (Tirmizi)
“Kudretiyle yaşadığım Allah’a (cc) yemin ederim ki, bir kul kendisi için sevdiğini komşusu veya kardeşi için sevmedikçe iman etmiş olamaz.” (Müslim)
“Bir koyun ağılına giden iki aç kurdun ağıla verdiği zarar, Müslüman’da haset ve mal hırsının o Müslüman’ın dinine verdiği zarardan daha çok değildir.” (Tirmizi)
“Mümin gıpta eder; münafık ise haset eder.” (Edeb-i Dünya ve-d Din)
“Eğer size bir iyilik dokunursa (bu) onları üzer; fakat size bir kötülük gelirse, onunla sevinirler. Eğer sabreder, (günahlardan) sakınırsanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez. Şüphesiz ki Allah (cc), onların yapmakta olduklarını hakkıyla kuşatıcıdır.” (Âl-i İmran, 120)
“Yoksa Allah’ın (cc) lütfundan onlara (peygamberlere ve müminlere) verdiği şeylerden dolayı insanlara haset mi ediyorlar? İşte muhakkak ki (Biz) İbrahim ailesine de kitap ve hikmet verdik ve onlara (pek) büyük bir saltanat verdik.” (Nisa, 54)
Elmalılı Hamdi Yazır bu ayetleri şöyle tefsir etmiştir:
“Müşriklerin ve münafıkların siz müminlere bir güzellik dokunursa fenalarına gider. Mesela Müslümanların bedenlerinin sıhhati ve ferahları, düşmanlarına zaferleri, aralarındaki anlaşma ve sevgileri onları memnun etmez ve fakat Müslümanlara bir kötülük isabet ederse onunla sevinirler. Mesela Müslümanlara bir hastalık, fakirlik, mağlubiyet, ayrıcalık, yağma ve çapulculuk gibi bir musibet oldu mu keyiflenir ve sevinirler. Eğer Müslümanlar Allah'a (cc) itaat etmede sabrederler ve yasaklarından kaçınmakla iyice korunurlarsa; o kâfirlerin ve o münafıkların hilelerinin ve entrikalarının hiçbir zararını görmezler. Çok olsa biraz eziyet çekmiş olurlar. Fakat sonunda hepsine galip gelirler ki, İslam Tarihi bunun misalleriyle doludur.
“Birbirinizle haset etmeyiniz, kavgalaşmayınız, hasımlaşmayınız. Birbirinizin kuyusunu kazmayınız. Ey Allah’ın kulları! Allah’ın size emrettiği şekilde kardeşler olunuz.” (Buhari, Müslim)
“Büyüklük taslamaktan sakınınız. Zira İblis'i Hz. Adem’e secde etmemeye sevkeden büyüklük taslamaktır. Hırstan da korununuz; çünkü ağaçtan yemeye Hz. Adem’i yönelten hırstır. Hasetten de sakınınız, Hz. Adem’in iki oğlundan biri kardeşini hasetten dolayı öldürdü.” (İbn-i Asakir)