Peygamber Efendimiz’in (asm) dilinden dua demeti…
Peygamber Efendimiz’in (asm) duaları nasıldı? Resulullah (asm) ne zaman hangi duayı yapardı?
Peygamber Efendimiz’in (asm) Allah’a (cc) sığındığı bazı dualar
Resulullah (asm) Allah’a (cc) şöyle dua ederdi:
“Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, katına yükselmeyen (kabul olunmayan) amelden, huzur bulmayan kalpten ve kulak verilmeyen duadan sana sığınırım.” (Taberani)
“Allah’ım! Darlıktan ve üzüntüden sana sığınırım. Acizlikten ve tembellikten sana sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borcun sıkıntısından ve insanların baskısından sana sığınırım.” (Cem’ul Fevaid)
İbn-i Abbas (ra) anlatıyor:
“Resulullah (asm), Kuran’dan bir sure öğretir gibi şu duayı bize öğretmişti:
“Allah’ım! Cehennem azabından, kabir azabından, Mesih ve Deccal’ın fitnesinden, hayat ve ölüm fitnesinden Sana sığınırım.” (Kütüb-i Sitte)
Peygamber Efendimiz’in (asm) uyumadan önce yaptığı dua
Resulullah (asm) yatağına girince, sağ elini yanağının altına koyar sonra şu duayı okurdu:
“Allah’ım! Kullarını yeniden dirilttiğin veya topladığın gün beni azabından koru.” (Kütüb-i Sitte)
Huzayfe (ra) şöyle demiştir:
“Allah’ın Resulü (asm):
“Yattığı zaman elini yanağının altına koyardı ve:
“Allah’ım! Senin (cc) adınla ölür, Senin (cc) adınla dirilirim.” uyandığı zamanda:
“Öldürdükten sonra bizi dirilten Allah’a (cc) hamd olsun. Kıyamet gününde yine onun huzurunda haşr olunacağız.” derdi. (Buhari)
Peygamber (asm) gece kalkarak namaz kılıp da namazını bitirince, Allah’a (cc) uygun düşecek şekilde ona hamd ve sena ederdi. Sonra son sözü şu olurdu:
“Allah’ım, benim kalbime nur ver, benim kulağıma nur ver, benim gözüme nur ver, sağ tarafıma nur ver, soluma da nur ver, benim önüme de nur ver, arkama da bir nur. Nurumu çoğalt, nurumu çoğalt, nurumu çoğalt.” (Buhari)
“Resulullah (asm) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu:
“Allah’ın adıyla Allah’a tevekkül ettim. Allah’ım! Zillete düşmekten, dalalete düşmekten, zulme uğramaktan, cahillikten, hakkımızda cehalete düşülmüş olmasından sana sığınırız.” (Tirmizi)
Hz. Peygamber (asm) üzüntü sırasında şu duayı okurdu:
“Halim ve Azim olan Allah’tan başka ilah yoktur. Büyük Arş’ın Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş’ın Rabbi, arzın Rabbi, semavatın Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, İbn-i Mace)
“Hz. Peygamber (asm) elbiseyi yenilediği zaman şu duayı okurdu:
“Allah’ım! Hamd sanadır. Giydiği şey ne ise ismen söyleyerek, bunu bana sen giydirdin. Bunun hayırlı olmasını, yapılış gayesine uygun olmasını diliyor, şerrinden ve yapılış gayesine uygun olmamasından da sana sığınıyorum.” (Ebu Davud, Tirmizi)
Resulullah (asm) kazayı hacet için helaya girdiği zaman şu duayı okurdu:
“Allah’ım, pislikten ve cin ve şeytan gibi kötü yaratıklardan sana sığınırım.” (Buhari)
Hz. Peygamber (asm) hilali görünce şu duayı okurdu:
“Allah’ım, Ay’ın hilal devresini bize bereketli, imanlı, selametli ve İslam üzere geçir. Ey hilal benim de senin de Rabbin Allah’tır.” (Tirmizi)
Resulullah (asm) gök gürleyip, şimşek çakınca şu duayı okurdu:
“Allah’ım bizi gazabınla öldürme, azabınla da helak etme, bu azabından önce bize afiyet içinde ölüm ver.” (Tirmizi)
Resulullah (asm) rüzgâr estiği zaman şu duayı okurdu:
“Allah’ım, senden bunun hayrını ve bunda olan menfaatlerin da hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum. Bunun şerrinden, bunda olanın şerrinden, bununla gönderilen şeyin şerrinden de sana sığınıyorum.” (Buhari)
“Resulullah’a (asm) çizgili kare şeklinde küçük ve siyah bir aba getirildi.
“Bu abaya en müstahak kimi görüyorsunuz?” diye sordu. Orada bulunan topluluk cevap vermedi. Bunun üzerine:
“Bana Ümmü Halid’i getiriniz.” buyurdu.
“Ümmü Halid (ra) Hz. Peygamber'in (asm) yanına getirildi ve bu abayı ona giy¬dirdi. Sonra:
“Ebli ve ahliki.”, “Eskit ve yerine yenisini al.” diye iki defa dua etti. Elbisenin güzelliğini ifade etmek için Ümmü Halid’e (ra) doğru:
“Senahu senahu, ey Ümmü Halid.” diyerek aba üzerindeki sarı ya da kırmızı çizgi¬ye bakmaya başladı.
“Senahu, senahu” kelimesi Habeş dilinde “güzel” de¬mektir. (Ebu Davud)
Hz. Peygamber (asm) evden çıkarken şöyle dua ederdi:
“Allah’ın, ismiyle kapıdan çıkıyor ve O’na gü¬veniyorum. Kötülüklerden dönme gücünü de, iyiliklere sarılma gücünü de veren yalnız Allah’tır.”
“Allah’ım! Yolumu şaşırmaktan ve savrulmaktan, küçük düşmekten ve düşü¬rülmekten, haksızlığa uğramaktan ve uğratılmaktan, ka¬ba hareketlerden ve kaba hareketlere itilmekten, isyan ettirilmekten sana sığınırım.” (Cami’üs Sağir)
Sevgili Peygamberimiz (asm) katıldığı ilim ve sohbet toplantılarından ayrılırken en az on-on beş defa şu duayı okurdu:
“Ulu Allah’a tövbe ediyor, günahlarımın bağışlanmasını O’ndan diliyorum. O tüm varlıklara hük¬metme gücünü elinde tutan ölümsüz diridir.” (Cami’üs Sağir)
Hz. Peygamber (asm) bir milletten endişeye düştüğünde şu duayı okurdu:
“Allah’ım! Senden o milletin taşlaşmış kalbine korkunu salmanı diler, yapaca¬ğı kötülüklerden de sana sığınırız.” (Cami’üs Sağir)
Sevgili Peygamberimiz (asm) bir şeye nazar değdirmekten sakındığında şu duayı okurdu:
“Allah’ım! Neye nazarım değecekse onu benden koru, hiçbir şeye zararım dokunmasın.” (Cami’üs Sağir)
Enes Bin Malik’ten (ra) rivayet edilmiştir:
“Resulullah (asm) tuvalete girerken:
“Allahümme innî eûzu bike minel hubsi vel habâis.”
“Allah’ım! Erkek ve dişi şeytanların şerrinden sana sığınırım.” buyururdu.
“Allah’ım! Kirli pisliklerden, kötü ve kötülüklere iten şeytandan sana sığınırım.” (Cami’üs Sağir)
Hz. Peygamber (asm) camiye girerken şöyle dua ederdi:
“Lanetlik şeytandan Ulu Allah’a sığınırım. O tüm varlıkları hükmü altında tutar ve sınır¬sız derecede cömerttir.”
“Sevgili Peygamberimiz (asm) camiye girerken bu duayı okuyan müminin günün geri kalan diğer saatlerinde şeytanın şerrinden korunacağını söylemiştir.” (Cami’üs Sağir)
Sevgili Peygamberimiz (asm) mezarlığı ziyarete gittiğinde şöyle dua ederdi:
“Ey Allah’a iman üzere bu dünyadan göç eden fani ruhlar, çürümüş vücutlar, dağılmış iskeletler! Selam size! Allah’ım, onlara rahat ve huzur, saadet ve selamet ihsan eyle.” (Cami’üs Sağir)
Sevgili Peygamberimiz (asm) hasta ziyaretine gittiğinde hastaya ve yanındakilere şöyle derdi:
“İnşallah geçer. Üzülecek bir durum yok. Çünkü hastalık sahibini günah ve kötülüklerinden temizler.”
“Ey insanların Rabbi! Bu hastadan rahatsızlığı gider, şifa sahibi sensin, bunu şifaya kavuştur. Sen şifa verince artık hiç bir hastalık gelemez, çünkü gerçek şifa senin verdiğin şifadır.” (Cami’üs Sağir)
Sevgili Peygamberimiz (asm) yeni ayı gördüğünde şöyle dua ederdi:
“İşte uğurlu ve aydınlık yolu gösterici bir ay! Allah’ım, senden bu ayın ümmetim adı¬na uğurlu ve hayırlı olmasını dilerim. Hz. Peygamber (asm) bu sözleri üç defa tekrarlardı. Allah’ım, senden bu ayın uğurlu, bu ayki alın yazımın hayırlı olmasını dilerim.”
“Allah’ım, yeni ayı bizlere iman ve İslam, güven ve huzur, saadet ve selamet, sağlık ve sağlamlık, rızık ve bolluk yönünden verimli eyle.” (Cami’üs Sağir)
Sevgili Peygamberimiz (asm) yeni evlileri tebrik ederken şöyle derdi:
“Allah evliliğinizi mübarek eylesin, iyi geçimler nasip etsin, aydınlık yolda, ömür boyu aynı yastıkta kocatsın!” (Cami’üs Sağir)
Sevgili Peygamberimiz (asm) sevdiği bir şeyle karşılaştığında şöyle derdi:
“Yaygın lütfuyla iyilikleri tamamlayan Allah’a hamd olsun!” (Cami’üs Sağir)
“Her durumda hamd Allah’a mahsustur. Cehennemliklerin acıklı durumundan sana sığınırım Al¬lah’ım!” diye dua ederdi. (Cami’üs Sağir)
Hz. Peygamber (asm) sıkıntıya düştüğünde Cebrail (as) hemen yardımına koşar ve:
“Ey Muhammed! Şu duayı oku.” derdi
“Her zaman diri olan Allah’a güvendim hamd ve şükür, Allah’a mahsustur. O evlat edinmemiştir. O’nun varlıklar aleminde benzeri ve ortağı yoktur.” (Cami’üs Sağir)
Sevgili Peygamberimiz (asm) sıkıntılı anlarında şöyle dua ederdi:
“Allah’tan başka İlah yoktur. O ulu ve müsamahakardır. Allah’tan başka Allah yoktur. O ulu Arş’ın sahibidir. Allah’tan başka Allah yoktur. O yerin ve yedi kat göğün biricik sahibidir.”
“Ey diri ve tüm varlığı hükmü altında tutan Ulu Allah’ım. Yaygın rahmetinden yardım dilerim.” (Cami’üs Sağir)
Üzüntü, hastalık veya felakete düştüğünde:
“Allah yegane rabbimdir. O’nun ortağı ve benzeri yoktur.” diyen kimse üzüntü, hastalık ve felaketten kurtulur.” (Cami’üs Sağir)
“İçinizden biri bir yerde konakladığında Kelime-i Şehadet getirip ardından da:
“Allah’ım yılan çıyan gibi zararlı yaratıklarının şerrinden sana sığınırım.” derse oradan ayrılana kadar hiç bir zararlı yaratık ona zarar vermez.” (Cami’üs Sağir)
Resulullah (asm) sefere çıktığı zaman şöyle dua ederdi:
“Allah’ım, yardımınla düşmanla karşılaşır, düşmanı hezimete uğratırım ve yine senin yardımınla geri dönerim.” (Cami’üs Sağir)
“Ey kalpleri istediği anda istediği yöne çeviren Allah’ım! Kalbimi aydınlık hak yolundan ayırma.” Orada bulunan Ümmü Seleme (ra):
“Ey Allah’ın elçisi! Bu duayı ne kadar da çok okuyorsunuz?” diye sorduğunda Hz. Peygamber (asm) şöyle cevap verir:
“Ey sevgili eşim Ümmü Seleme! Bütün insanların kalpleri Allah’ın iki kudret parmağı arasındadır. Dilediğini doğru yolda tutar, dilediğini de saptırır.”
“Ey Rabbimiz; bize bu dünyada da, öbür dünyada da iyilik ver. Bizi Cehennem azabından koru.”
“Cebrail (as) her geldiğinde bana şu cümlemle dua etmemi tavsiye ederdi:
“Allah’ım! Bana helal yemek nasip et, beni iyi amellere hadim eyle.” (Cami’üs Sağir)
Peygamber (asm) şöyle dua ederdi:
“Allâhümme innî eûzu bîke minel keseli vel heremi vel mesemi el mağrami ve min fitnetil kabri ve azâbil kabri ve min fitnetin nâri re min şerri fitnetil ğınâ. Ve eûzu bike min fitneti'l-fakri ve eûzu bike min fitnetil Mesihi'd-Deccâli. Allahümmeğsil annî hatâyâye bi-mâi's-ielci vel-beradi ve nakkı kalbî minel- hatâya kemâ nakkaytes-sevbel-ibyâde mine'd-denesi. Ve bâid beynî ve beyne hatâyâye kemâ bâadte teynel- meşrıkı ve1-mağribi.”
“Allah’ım! Tembellikten, bunaklık derecesinde ihtiyarlıktan, gü¬nahtan, korkaklıktan, kabir sorgusundan ve kabir azabından, cehen¬nem ateşi fitnesinden ve azabından, zenginlik gururunun şerrinden Sana sığınırım. Fakirlik fitnesinden de Sana sığınırım. Mesih Deccal’ın fitnesin¬den de Sana sığınırım.”
“Allah’ım! Günahlarımın kirini benden kar ve buz suyuyla yıka! Kalbimi de, beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi, günahlardan te¬mizle! Benim ile günahlarımın arasını da doğu ile batı arasını uzaklaş¬tırdığın gibi uzaklaştır.” (Cami’üs Sağir)
Hz. Peygamber (asm) sıtma ve her türlü ağrıya tutulanlara şu duayı öğretirdi:
“Ulu Allah’ın ismiyle başlarım. Kan dolaşımını hızlandırarak, vücudumu ateş nöbetlerine boğan her türlü hastalıktan ve cehennem ateşinin yakıcı sıcağından Ulu Allah’a sığınırım.” (Cami’üs Sağir)
İçinizden biri eşiyle birleştiği vakit:
“Allah’ım lanetlik şeytanı, bizden ve doğacak çocuklardan uzaklaştır.” diye dua ederse lanetlik şeytan doğan çocuğa ebediyen zarar veremez. (Cami’üs Sağir)