İstediğimiz bir şey olduğunda "Dua ettim ve oldu." demek doğru mudur?

Örneğin bir konu hakkında sürekli dua edip, sonrasında bu olay gerçekleşince dua ettim oldu demek doğru mudur? Dua etmesek de belki Allah öyle nasip edebilirdi. Bundaki karar nedir?

Değerli Kardeşimiz;
Her şeyin bir vakti olduğu gibi duanın da bir vakti vardır. Ancak dua neticesinde istenileni aynıyla Cenab-ı Hak nasip eder veya etmez bu O’nun (cc) hikmetindendir. Edilen her dua makbuldür, Cenab-ı Hak tarafından kabul edilir. Fakat ya bu dünyada kabul edilir yahut ahirette. Bu nedenle dünyada kabul edilen dualar; Cenab-ı Hakk’ın rahmet hazinesinden kuluna gönderdiği bir ikramıdır.
“İstediğimiz bir şey için dua etmeseydik Cenabı Hak vermeyecekti yahut dua ettiğimiz için Allah gönderdi” gibi düşünmek yahut böyle söylemek doğru değildir. Cenabı Hak’ın rahmet hazinesi geniştir ve Allah (cc) bizim dualarımıza muhtaç değildir. Belki biz dua etmeseydik de Cenabı Hak istenilen şeyi bir ihsan olarak gönderirdi. Onun için biz ehl-i sünnet ve-l cemaat olarak deriz ki; “Dua etmeseydik de Allah (cc) verir miydi? Bizce orası meçhuldür.”
Dualara icabet üç şekilde olur; bir çeşidi ise duanın dünyada kabul olmasıdır
“(Habibim, ya Muhammed!) Kullarım sana benden sorarsa, şüphe yok ki ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm; öyle ise (onlar da) benim (rızam) için (davetime) icabet etsinler ve bana iman etsinler; ta ki hak yolu bulsunlar.” (Bakara, 186)
Bediüzzaman Hazretleri edilen her duanın kabul olduğunu ancak bazı duaların daha dünyadayken bazılarının ise ahirette kabul edileceğini Risale-i Nur külliyatında şu şekilde izah eder:
Her dua makbuldür, Allah (cc) katında karşılık bulur. Dualara icabet ise üç şekilde gerçekleşir:
Ya edilen duanın aynen dünyada eseri görünür. Yani Cenab-ı Hak kişiye istediğini ihsan eder.
Ya Allah-ü Teala kişiye istediği şeylerden daha hayırlısını nasip eder. Zira istediklerimizin bizim için hayır mı şer mi olduğunu bilen O’dur (cc). Biz ise bundan aciziz.
Ya da hayatı ebediye cihetinde kabul olur. Yani dua eden duasının neticesini cennet nimetleri suretinde alır.
Demek arzu ettiğimiz şeyler aynen vücuda gelmezse dua kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir surette kabul oldu denilir.
Mesela; küçük bir çocuk hastalanarak doktora gider. Kendisine hangi ilacın iyi geleceğini bilmez. Fakat doktordan gözüne ilişen herhangi bir ilacı ister. Doktor da çocuğun hastalığını bildiği için hastalığına faydalıysa istediği ilacı ona verir. Veya çocuğun istediği ilaçtan daha etkilisini verir. Ya da ona zarar vereceğinden hiç vermez.

Bizim de dualarımıza Allah cevap vermektedir. Dualarımızın Allah tarafından kabul edilmesi ve bize verilmesi misaldeki gibi bizim menfaatimize göre değişir. İstediğimiz bir şeyi Allah dünyada vermeyip ahirette bize verebilir. Her zaman hakkımızda hayırlı olanı istemek en güzelidir. 

Evet görüldüğü gibi dualara üç şekilde icabet edilir. Bir şekli de duanın bu dünyada kabul olmasıdır. Bu Cenab-ı Hak tarafından bir ihsandır..
Hadis-i şerifte dua edenler hakkında şöyle buyrulur:
“Dua edenin ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür yahut ahirette mükâfatını bulur.” (Deylemi)

Sonuç olarak; nasıl ki ettiğimiz duanın dünyada karşılığını istediğimiz tarzda bulmadığımızda kabul olmadı diyemeyiz, öyle de arzu edilen şey olduğunda da bu benim duamın neticesidir demek uygun düşmez.

Allah’a emanet olunuz.