Cennet kaç kattır?

Cennet 7 kat mıdır?

İnsanların dünyada elde ettikleri makamlarına göre Allah (cc) ahirette farklı cennet tabakaları yaratmıştır.
Tefsir ve hadis âlimlerince cennetin yüz derecesi vardır. Fakat cennetteki tabakalarının sayısı konusundaki rivayetler farklılık göstermektedir.
İbn-i Abbas’ın (ra) görüşü cennetin yedi tabaka olduğu yönündedir
İbn Abbâs’dan (ra) gelen bir rivayette, Cennetin yedi tabakası olduğu haber verilmektedir. Bunlar; Firdevs, Adn Cenneti, Nâim Cenneti, Daru'l-Huld, Me'va Cenneti, Daru's-Selâm ve İlliyyûn'dur. Bu tabakalardan her birinde, mü'minlerin yaptıkları iyi işler karşılığında girecekleri veya yükselecekleri derece veya mertebeler vardır. (Beydâvî)
İbn-i Abbas’ın (ra) bu rivayetinin haricinde cennetin yedi tabaka olmasına dair herhangi bir rivayete rastlanmadı.
Cennetin sekiz tabaka olduğu görüşünde bulunan alimler de vardır
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri “Cennetin sekiz tabakası” olduğunu belirtmiştir. Cennetin bu sekiz tabakası ayet ve hadislerle şöyle anlatılır:
1. Adn: Lügatta; ikamet ve ebedi yer manasındadır.
"(Böyle yaparsanız, O) günahlarınızı size bağışlar ve sizi, altlarından ırmaklar akan Cennetlere ve Adn Cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş, budur!" (Saf, 12)
"Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî olarak kalıcı oldukları Cennetler ve Adn Cennetlerinde güzel meskenler va‘d etti. Allah’ın rıdvânı (râzı olması) ise daha büyüktür! İşte büyük kurtuluş budur!" (Tevbe, 72)
Hz. Peygamber’e bu ayetin manası sorulduğunda şöyle demiştir: “Onlar inciden yapılmış köşklerdir. Her bir köşkte kırmızı yakuttan yapılmış yetmiş yurt vardır. Her yurdun içinde yeşil zümrütten yapılmış yetmiş ev vardır. Her bir evde bir taht vardır. Her bir tahtın üzerinde çeşitli renkli yetmiş yatak vardır. Her yatağın üzerinde ela gözlü hurilerden bir zevce vardır. Her evde yetmiş sofra vardır. Her sofranın üzerinde yetmiş çeşit yemek vardır. Her evde yetmiş cariye vardır. Mü’min bir kimseye her sabah öyle bir kuvvet verilir ki bütün bunlarla görüşebilir.” (Ebu Şeyh) (İhya-i Ulumiddin)
Peygamberimiz (asm); “Adn cennetinde cennetlikler Rablerini görürken onlar ile Allah (cc) arasında sadece “Kibriya Perdesi” bulunur.” buyurmuştur. (Buharî)
“Allah (cc), Adn cennetini yarattı. Ağaçlarını özel bir itina ile dikti. Sonra da ona ‘Konuş’ buyurdu. O da: ‘Mü’minler muradlarına erdiler.’ dedi.” (Hakim)
"(O yurt,) girecekleri Adn Cennetleridir; (ki) altlarından ırmaklar akar, orada kendileri için ne isterlerse vardır. İşte Allah, takvâ sâhiblerini böyle mükâfâtlandırır!" (Nahl, 31)
2. Firdevs: Lügatta; Her çeşit bitkiyi cem’eden bahçe, bostan manasındadır. Ancak “Üzüm asmalarının bulunduğu bahçedir” de denmiştir.
“Allah'tan cennet istediğiniz vakit Firdevs'i isteyin." (Tirmizî)
Firdevs cenneti hepsinin yukarısında, hepsinden üstün olduğu için Allah’tan öncelikle bunun taleb edilmesi tavsiye edilmiştir. (Kütüb-i Sitte)
3. Naîm: Lügatta; yaşayışı rahat ve müreffeh olmak, nimet, bolluk, refah içinde yaşama manasındadır.
"Muhakkak ki îmân edip sâlih ameller işleyenler ise, îmân etmeleri sebebiyle Rableri, onları altlarından ırmaklar akan Naîm Cennetlerinde (mükâfâtlandıracağı doğru bir yol üzere) hidâyete erdirir." (Yunus, 9)
“Ve beni Naîm cennetinin vârislerinden kıl!” (Şuara, 85)
4. Me’va: Lügatta sığınacak yer, makam, yurt, mesken manasındadır. Ayrıca bu tabakanın şehid ve mü’minlerin barınağı olacağı söylenmiştir.
"Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, artık yapmakta olduklarına karşılık onlar için bir ağırlama yeri olarak Me’vâ Cennetleri vardır." (Secde, 19)
"And olsun ki, onu (Cebrâîl’i aslî sûretinde) diğer bir inişte de (mi‘râc gecesi), Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında (iken) gördü. Ki Cennetü’l-Me’vâ onun yanındadır." (Necm, 13-15)
5. Huld: Lügatta; sürekli olma, sonsuz olma, süreklilik, ebedîlik, bakîlik manasındadır.
De ki: “(Başınıza gelmesi muhakkak olan) bu (netîce) mi hayırlıdır, yoksa takvâ sâhiblerine va‘d edilen (ni‘metleri aslâ kesilmeyecek olan) Huld Cenneti mi? (Orası) onlar için bir mükâfât ve bir varış yeridir.” (Furkan, 15)
6. Dâr’ul – Mukame: Lügatta; Asıl durulacak yer, ebedî ikamet edilecek yurt, güvenli makam manasındadır.
“O (Rab) ki, lütfundan bizi (asıl) oturulacak yurda (Cennete) yerleştirdi. (Artık) orada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de orada bize bir usanç dokunur.” (Fâtır, 35 )
7. Dâr’us – Selâm: Lügatta; emniyet ve selâmet yeri, esenlik yurdu manasındadır.
"Ve Allah, (sizleri) selâm yurduna (Cennete) da‘vet eder. Ve dilediğini (hikmetine binâen, kendi lütfundan) dosdoğru bir yola hidâyet eder." (Yunus, 25)
"Onlar için Rableri katında selâmet yurdu (Cennet) vardır ve O (Allah), yapmakta oldukları (sâlih ameller) sebebiyle onların dostudur." (En’am, 127)
8. İlliyyûn: Lügatta; Cennetin en yüksek tabakası. Ahirete giden tam kâmil mü'minlerin yeri. Hafaza meleklerinin divanları ismidir ki, salihlerin amelleri oraya yükseltilir. Ahirette yüksek dereceye, dergâh-ı rızâya en yakın olan derece manasındadır.
Cennette yüz derece vardır
“Cennette yüz derece vardır. Her bir derecenin diğer derece ile arası, sema ile arz arası kadar geniştir. Firdevs bunların en yukarıda olanıdır. Cennetin dört nehri buradan çıkar. Bunun üstünde arş vardır. Allah’tan cennet istediğiniz vakit Firdevs’i isteyin.” (Tirmizî)
“Cennette yüz derece vardır. Her iki derece arasında yüz yıl(lık yürüme mesafesi) vardır.” (Tirmizî)
“Cennette yüz derece vardır. Bütün âlemler bunlardan birinin içinde toplansalar, hepsini de kuşatır, istiab eder.” (Tirmizi)
Hadislerde geçen “yüz derece” tabiriyle cennetin tabakaları arasında haricen bulunan yüz makam olduğu belirtilmiştir.
Bazı âlimler yüz derece tabiriyle çokluğun kastedildiğini söylemişlerdir
Cennet tek dereceli değildir. Başlıca yüz derecesi vardır. Her derecenin mesafesi diğer dereceye kadar çok fazladır. Cennetlikler, ameline uygun bir derecede yerini alacaktır. Bazı alimler yüz derece tabiriyle çokluğun kastedildiğini belirtirler. (Kütüb-i sitte)
Abdulkâdir-i Geylani Hazretleri Gunyetü't-Talibin eserinde cennette yüz derece olması konusuna şöyle değinmiştir: “Cennetin yüz derecesi vardır. Dünyada ise o yüz derecenin ancak üç tanesi misal yollu anlatılır. O derecenin misalleri de: altın, gümüş ve nurdur. Bunların dışında kalan derecelere akıl ermez. Aklın, onlara idrak edip kavraması da zordur.”
Cennetin sekiz kapısı vardır
Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz (asm) buyuruyor:
“Kim malından iki birimlik bir sadaka verirse, cennetin bütün kapılarından içeri girmeye çağrılır.
Cennetin sekiz kapısı vardır. Namaz ehli olanlar namaz kapısından içeri girmeye çağrılır. Oruç ehli olanlar oruç kapısından içeri girmeye çağrılır. Sadaka ehli olanlar sadaka kapısından içeri girmeye çağrılırlar. Cihad ehli olanlar cihad kapısından içeri girmeye çağrılırlar.” (Kalplerin Keşfi)
Ebussuud tefsirinde:
“Cennet kapılarının sekiz olması bundan dolayı denebilir ki, bu kapıların mükellef organlarla ilgili olması düşünülür. Bilindiği gibi insanın mükellef organları sekiz tanedir: Kalb, dil, kulak, göz, el, ayak, ağız, cinsel organ. Bunların yedisi açık, birisi gizlidir ki, o da kalbdir. Doğrudan doğruya Allah'a bakan kalp kapısı açık olursa, bu sekiz organın her biri Allah'ın emri üzere hareket ederek cennete birer giriş kapısı olabilir. Ve bu şekilde cennete sekiz kapıdan girilir. Fakat içte ruh körlenmiş, kalb kapısı kapanmış bulunursa dıştaki yedi organın her biri cehenneme açılmış birer giriş kapısı olurlar. İşte cennet kapıları sekiz olduğu halde, cehennem kapılarının her birine ayrılmış bir grup olmak üzere yedi olması, Allah daha iyi bilir ki bu hikmetten dolayıdır.” (Elmalılı Hamdi Yazır)