Üç ayların faziletine dair...
Üç aylar, Allah'ın kullarına sunduğu bir fırsattır...
Yaşadığımız hayat çoğu zaman bize dünyaya asıl geliş gayemizi unutturabiliyor. Halbuki bizler, bizi asıl gayemizden uzaklaştıracak şeylere karşı sürekli teyakkuz halinde olmalıyız ve bunların yol bulup ruhlarımızı kendi ağlarına almasına fırsat vermemeliyiz.
Allah-ü Teala, önümüze bu günlerde altın bir fırsat koyuyor; üç aylar!... Allah-ü Teala bu aylarda af ve mağfiretini, nimetlerini sağanak sağanak yağdırıyor. Recep, Şaban, Ramazan aylarının bütün gün ve geceleri sürpriz feyiz ve bereketlerle dopdoludur. Üstelik bu aylar içinde bulunan Regaip, Miraç, Beraat ve Kadir geceleri, hiçbir maddi ve dünyevi ölçü ile değerlendirilemeyecek kadar ilahi ikramlarla donatılmıştır.
İşte bu ölçüde Allah-ü Teala, sene içinde, biz kullarına, gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına özel gün ve geceler nasip etmiştir. O’na (cc) binlerce hamd-ü sena olsun. Bizim de bu günleri bir fırsat bilerek, çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Aslında biraz gönül uyanıklığı dikkat ve samimiyetle bu günlerin ve gecelerin feyzinden yararlanabilirsek, manevi yoldaki pek çok eksiğimizi telafi edebilir ve kâmil insan olma yolunda mesafeler kat edebiliriz.
“Recep, Allah-ü Teala’nın ayıdır. Şaban, benim ayımdır. Ramazan ise, ümmetimin ayıdır.” (Suyuti)
Rabbimizin üç ayları hakkımızda hayırlı kılması, Ümmet-i Muhammed’in sıkıntı ve ıstıraplardan kurtulması, bu mübarek gün ve geceleri nasıl değerlendirilmesi gerekiyorsa, o ölçüde ihya eden, onlardan azami istifade eden ve her gecesinde Kadir gecesi kıymetinde sevabın verildiği kullarından eylemesi niyazıyla:
“Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır.”(Ahmed Bin Hanbel, Müsned)
Üç ayların tamamını oruçlu geçirmek, Resulullah’ın (asm) uygulamaları arasında sayılmamıştır. Fakat kaza ve kefaret orucu bulunanlar bu aylarda tutabilirler. Üç ayların Ramazan’dan önceki iki ayında tutulan oruçların bir amacı da Ramazan’a hazırlanmaktır.