Namazlardan Sonra Yapılan Tesbihatın Hikmeti

Namazdan sonra okunan tesbihler Peygamber Efendimizin (asm) sünnetidir ve insana manen büyük bir feyz kazandırır.

Namazdan sonra okunan tesbihler Peygamber Efendimiz'in (asm)sünnetidir
Namazlardan sonra okunan virdler Peygamber Efendimizin (asm) okuduğu virdler olması sebebiyle ehemmiyeti çok büyüktür. Bu yüzdendir ki bu virdler bütün virdler içerisinde en yüksek makamdadır. Çünkü Peygamber Efendimiz (asm)kendilerine peygamberlik vazifesi verilmeden önce velayetin en yüksek mertebesindeydi. Peygamber Efendimizin (asm)velayet makamı nasıl her veliden üstün ise, o makama ait virdler de sair virdlerin hepsinden üstündür.

Namazlardan sonra yapılan tesbihatler manen büyük bir feyz kazandırır

Namazlardan sonra okunan virdler vasıtasıyla kişi kendini manevi bir mecliste zikir halkasının içinde his eder. “Sübhanallah, Sübhanallah” tesbihiyle Peygamber Efendimizin’in (asm) o zikir halkasının başı olduğu düşünür. Arkasında yüz milyon Müslümanların da bu zikri, tesbih ellerinde çektikleri manen hisseder.
O (asm), ser zakirin Elhamdülillah emriyle arkasındaki yüz milyon müridlerin de "Elhamdülillah, Elhamdülillah" zikirleri çok geniş bir şükrü içine alır.
Sonra O zatın (asm) "Allahüekber" zikrini başlatmasıyla o büyük cemaat O’na (asm) iştirak eder.
Bu tesbihlerin arkasındaki duadan sonra لاَ اِلهَ اِلاَّاللَّهُ zikri otuz üç kere çekilir. Sonra o büyük cemaat o zikir halkasının başı olan zat-ı Ahmediye’ye (asm) yönelip اَلْفُ اَلْفِ صَلاَةٍ وَ اَلْفُ اَلْفِ سَلاَمٍ عَلَيْكَ ياَ رَسوُلَ للَّهِ diyerek O’nu (asm) bütün insanlar ve cinler adedince binler salât ve selam ile över.
Bu nuranî meclisin tahayyülü manevi çok büyük bir feyiz kazandırır.

Namaz akabinde okunan tesbih ve aşirlerin fazileti:
Farz namazın ardından Ayet-el Kürsi okuyanın cennete girmesine hiçbir mani yoktur

“Kim her farz namazın arkasında Ayet-el Kürsi’yi okursa, onun cennete girmesine ancak ölüm mani olur. (Yani ancak ölümün hünüz gelmesi ona mani olurda ölünce cennete girer).” (Dürül Mensur)

Namazın ardından 33 defa “Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber” okuyanın denizlerin adedi kadar hatası olsa günahları affedilir

Bir gün başta Ebu Zer olmak üzere muhacirlerin fakirleri Peygamberimiz'e (asm) gelerek şöyle dediler:
‘Ya Resulallah! Varlık sahipleri yüksek dereceleri ve daimi nimetleri alıp gittiler. Çünkü onlar da bizim gibi namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar. Ancak onlar sadaka veriyor biz veremiyoruz, onlar köle azâd ediyor, biz edemiyoruz.’
Peygamberimiz (asm) onlara şu müjdeyi verdi:
'Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiçbir kimse sizden daha faziletli olamaz; meğer ki sizin yaptığınız gibi yapmış olsunlar.'
Her kim namazın arkasından otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz üç defa da allahüekber derse ki bunların hepsi doksan dokuzdur, sonra yüzüncüde “lailahe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir” diyerek tamamlarsa, hataları denizin köpükleri kadar dahi olsa günahları bağışlanır.”
(Müslim)
Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahüekber zikirleri namazın çekirdeği hükmündedirler. Ondandır ki namaz içerisinde çokça zikredilir.
Her bir namaz hareketi arasında olan Allahuekber, Cenab-ı Hakk’ın her şeyden üstün olduğunu ilan etmek ve O’na hürmet göstermektir.
Her rekâtta okunan Fatiha suresinde zikredilen Elhamdülillah kelimesi Cenab-ı Hakk’ın ihsan ettiği dünya ve ahiret nimetlerine şükretmek demektir.
Rükûda ve secdede söylenen Sübhanallah kelimesi de Rabbi her türlü kusur ve noksanlıktan uzak ve yüce tutmayı ifade eder.
Namazın sonunda da, bu üç kelime otuz üçer defa tekrarlanarak şu üç zikrin verdiği manalar tasdiklenmiş, böylelikle namaz tamamlanmış olur.

Sabah ve akşam namazından sonra “İstiaze duasını” okumanın çok büyük faydaları vardır

“Kim her sabah namazından sonra, yerinden kalkmadan ve kimse ile konuşmadan, on defa “lailaheillallahü…” derse, ona on sevap yazılır, on günahı silinir ve on derece yükseltilir. Bu gününde çirkin her şeyden muhafaza altında olur ve şeytandan korunur. Allah'a ortak koşmadan başka hiçbir günah ona o gün tesir etmez.” (Tirmizi)
“Kim akşam namazından sonra on defa “lailaheillallahü” derse, Allah (cc) sabaha kadar onu şeytandan muhafaza edecek silahlı melekler gönderir ve Allah (cc)ona bu dua vesilesiyle cennete girmeye sebep olacak on sevap yazar, helak olmaya sebep olacak on günahını da siler ve o kişi on mümin köle azad etmiş gibi olur.” (Tirmizi)
“Kim üç kere Allah’tan cenneti isterse cennet “Ya İlahi! Onu cennete dahil eyle” der. Kim de üç defa cehennemden Allah’a sığınırsa, cehennem “Ya İlahi! Onu cehennemden koru” der.” (Tirmizi)
“Resulullah’ın (asm) Müslim bin Hâris et-Temimî’ye (ra) gizlice şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Akşam namazını kıldıktan sonra, yedi defa “Ya İlahi! Beni ateşten (cehennemden) koru” de! Eğer o gece ölürsen, senin için ateşten bir kurtuluş yazılır. Sabah namazını kıldıktan sonra da aynı şekilde söyle! Eğer o gün ölürsen, yine senin için ateşten (cehennemden) bir kurtuluş yazılır (mukadder olur).” (Ebu Davud)

Sabaha eriştiğinde haşir suresini okuyana yetmiş bin melek akşama oluncaya kadar dua eder (sabah namazının aşri)

“Her kim sabaha eriştiğinde üç defa “ّاَعوُذُ باِللَّهِ السَّميِعِ الْعَليِمِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجيِمِ (kovulmuş şeytandan, her şeyi bilen, her şeyi işiten Allah’a sığınırım)” diyip haşir surasinin son üç ayetini okursa, Cenab-ı Hak onun için yetmişbin meleği tayin eder. Onlar da akşam oluncaya kadar ona dua ederler. Şayet o gün vefat edecek olsa, şehid olarak vefat eder. Akşam vakti okuyacak olsa, sabaha kadar yine böyledir.” (Tirmizi)

Haşir suresini okuyup yatan, ölürse şehid olarak ölür

Resulullah (asm) bir adama yattığı zaman haşir suresinin son üç ayetini okumasını emretti. Ve “eğer ölürsen, şehid olarak ölürsün,” buyurdu.
Fetih suresini okuyana Peygamber Efendimiz'e (asm) biat etmişlerin sevabı verilir. (öğlen namazının aşri)
Kim Fetih suresini okursa, sanki o ağacın altında Muhammed’e (asm) biat eder kimseler gibi sevabı olur. (Hazinet'ül Esrar)
Bu gece bana bir sure indirildi ki, o bana güneşin üzerine doğduğu şeylerden daha sevimlidir. Sonra “inna fetahna leke” yi okudu. (Sahih Buhari)

“Amme” suresini okuyan kıyamet günü soğuk şerbetten içer (ikindi namazının aşri)

Kim “Amme” suresini okursa Allah (cc)ona kıyamet gününde soğuk şerbetten içirir.

Allah (cc) Bakara suresini Resulullah’a (asm) arşın altındaki hazinesinden vermiştir (yatsı namazının aşri)

Muhakkak ki; Allah (cc), Bakara suresini bana arşın altındaki hazinesinden verdiği iki ayetle sona erdirmiştir. Onları öğrenin ve kadınlarınıza ve çocuklarınıza onları öğretin. Çünkü onlar hem namazdır, hem Kur'ân’dır, hem duadır. (Dürr'ül Mensur)

“Âmenerrasulu’yü” yatsıdan sonra okuyana geceyi ibadetle geçirmiş sevabı verilir

Gece, Âmenerrasûlü’yü okuyana, her şey onun için yeterlidir. Bu iki ayeti yatsıdan sonra okuyana, geceyi ibadetle geçirmiş sevabı verilir. (Şir'a'tül İslam)

“Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikir edin!” (Ahzab, 41)
“Esmaü’l Hüsna (en güzel isimler) ise Allah'ındır. Öyle ise O’na onlarla dua edin!” (Araf, 180)
İsm-i Azam Allah (cc) tarafından müminlere hediyedir. Onu okuyanın günahları affedilir

Peygamber Efendimiz'e (asm) salat ve selam getirildikten sonra “Ya Cemilü Ya Allah, Ya Karibü Ya Allah…” gibi güzel isimleriyle Cenab-ı Hakk’ı zikr etmek gerekir. Nitekim Peygamberimiz (asm) bu isimlerin faziletinden şu şekilde bahsediyor:
Resulullah (asm) bir gün mescitte oturuyordu. Cibril (as) geldi ve şöyle dedi: “Esselamü aleyke ya Resulallah!.. Resulullah (asm) O’nun selamına cevap verdi. Sonra Cibril (as) şöyle dedi: “Allah (cc) sana ve ümmetine selam ediyor. Sana ve ümmetine bu duayı hediye etti. Kim onu okur veya üzerinde taşırsa Allah(cc) onun günahlarını af eder. Velev ki günahları denizlerin kumları adedince olsun.” (Mecmuat-ül Ahzab)

İsm-i Azam duası huzur sükûnet ve mağfirete vesiledir

“Sübhaneke Ya Allah Tealeyte Ya Rahman Ecirna Minan Nar Bi Afvike Ya Rahman” gibi kudsi zikirler ile de O’nu tesbih etmek gerekir. Çünkü:
“Huzur ve sükûnet ve mağfirete vesile olan hasiyetlere sahip azim faziletleri bulunan bir duadır.” (Mecmuat-ül Ahzab)