Cömertlikte En Üstün İnsan: Hz. Muhammed (asm)
“Resulullah insanların en güzeli, en cömerdi, en cesuruydu.” (Buhari)
“Hz. Peygamber (asm) insanların en cömerdiydi.” (Müslim, Buhari / İhya’u Ulum’id-Din)
Hz. Ali Peygamber Efendimizi (asm) vasıflandırırken şöyle derdi:
“Vermek bakımından insanların en cömerdi,
Göğüs bakımından da insanların en genişi,
Dil yönünden insanların en doğrusu,
Sözüne sahip çıkmak yönünden insanların en sadığı,
Tabiatı insanların en yumuşağı,
Muaşeretçe insanların en şereflisi idi. İlk gören ondan korkardı. Onunla sohbet eden onu severdi.” (Tirmizi / İhya’u Ulum’id-Din)
Enes’ten (ra) rivayetle:
“Resulullah insanların en güzeli, en cömerdi, en cesuruydu.” (Buhari, Müslim)
Hz. Peygamberi öven bir zat der ki:
“Ne ondan önce, ne de sonra ona benzer kimseyi görmedim. İslamiyet’e aykırı olmamak şartıyla kendisinden istenilen şeyi verirdi.”
Bir kişi Hz. Peygambere gelip istedi. Hz. Peygamber iki dağın arasını dolduracak kadar ona koyun verdi. Kişi kavmine dönüp gelince onlara şöyle dedi: “ İslam olunuz! Çünkü Muhammed, fakirlikten korkmayan bir kişinin cömertliğiyle veriyor. Hz. Peygamber’den bir şey istensin de Hz. Peygamber de hayır desin!” (Müslim, Buhari / İhya’u Ulum’id-Din)
Bir kişi gelip Hz. Peygamber’den bir şeyler istedi. O da şöyle dedi:
“Benim nezdimde bir şeyler yok! Fakat git benim namıma borç et! Eğer bir şeyler gelirse onu öderiz!” Bu durum karşısında Hz. Ömer “senin güç yetiremediğini Allah sana yüklememiştir.” dedi. Bu söz karşısında Hz. Peygamber (asm) bozuldu ve gelen kişi (Hz. Peygamber’e) şöyle dedi:
“Ey Allah’ın Resulü! Allah yolunda infak et! Arşın sahibi olan Allah Teâlâ’ nın seni fakir bırakacağından korkma!” Bu söz üzerine tebessüm etti ve yüzünde sevgi alametleri belirdi.” (Buhari / İhya’u Ulum’id-Din)
İbn Abbas’dan (ra):
“Peygamber (asm) iyilik yapmak bakımından insanların en cömerdi idi. En çok cömert davrandığı zaman, Ramazan ayı idi. (Hele) Cebrail’le (as) buluştuğu zaman Saba rüzgârından daha cömert olurdu.” (Buhari / Şifa-i Şerif)
Ukbe İbnu'l-Haris (ra) anlatıyor;
"Resulullah (asm) bize ikindi namazı kıldırmış idi. (Selam verince) acele ile cemaati yarıp evine girdi. Halk onun bu telaşesinde hayrete düşmüştü. Ancak geri dönmesi gecikmedi. Gelince, (halkın merakını yüzlerinden anlayan Hz. Peygamber şu açıklamayı yaptı):
"Yanımda kalan bir kısım altın vardı (namazda) onu hatırladım. Beni alıkoyacağından korktum ve hemen gidip dağıttım." (Buhari, Nesai)
İbn-i Şihâb’dan (ra) "Peygamber (asm) Safvân bin Ümeyye'ye yüz deve verdi, sonra bir yüz daha verdi.
Safvân dedi ki:
“Vallahi bana vereceğini verdi de yine o, insanlar içinde en nefret ettiğim kişi idi. O insanların en sevimlisi olana kadar bana vermekte devam etti.” (Müslim)